Zaman kaç çeşittir
Pazar Sohbeti
12 Haziran 2022
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Lahza, vakit, müddet, an, hin, zaman ve dem arasındaki farklılıklar nelerdir? Böyle bir zenginlik İngilizce’de var mıdır?
Çoğu kavram ailesinde İngilizcenin kelime ve nüans zenginliği Türkçeye fark atar. Dur bakayım, time, while, tide, occasion, period, interval, duration, instance, juncture, moment hemen aklıma gelenler.
Zaman kavramının oluşma aşamasında birbirinden farklı iki kavram sözkonusu. Hatta galiba üç ayrı kavram. Öncelikle çakışma. Juncture veya conjuncture yani. Kol saatinin olmadığı, dolayısıyla zamanın aritmetikleşmediği bir aşamada bir olayı zaman aksı üzerinde bir noktaya nasıl yerleştirebilirsin? Ancak çakışmayla yerleştirirsin. Eş zamanlılık yani: Hacı Dede ne zaman öldü? Kar fırtınasının olduğu gün öldü. Kuş ne zaman öter? Güneş doğduğunda öter. Bir şeyi diğerine referans olarak alıyorsun. İkisi aynı zamandaydı diyorsun. Yani çeşitli olaylar arasında bir kronoloji kurmak için eşleşme noktalarını seçiyorsun.
Türkçede zamanla ilgili en eski kelime çağ’dır. Moğolcada da aynı kelime kullanılır. Tam olarak çak demek, çakışma anı yani. Arapça vakt de tastamam aynı anlamda, onomatopeden türemiş bir sözcük. İngilizce karşılıklarından biri occasion, aslı Latince ob-cadere, üstüne düşmek, çakışmak, rastlaşmak.
Zamanın ikinci anlamı, müddet ve süre gibi kelimelerle ifade edilen şey. Psikolojik olarak bir uzunluk boyutu olarak algılanan bir şey, bir uzam. Bir başlangıcı, devamı ve sonu olan, belki sonu da olmayan bir uzama hadisesi. Müddet mesela Arapça bir kelime, medden gelir. Medd ise uzama demek. Türkçede müddet’in tam karşılığı olarak süre kullanılıyor. Orada da çekmek kavramı saklıdır, yani doğrusal bir boyut üzerinde bir yerden başka yere götürmek. Keza saat, Arapça vüs’at ile aynı nihai kaynaktan türeyen bir isim. Vüsat yani en, genişlik, uzam. Saat burada şimdi kullandığımız anlamda bir ölçüm birimi değil, genel olarak süre anlamına gelen bir kelime.
İngilizcede tide ve time, ikisi eş kökenli kelimeler, zamanın bu boyutunu ifade ederler. Anglosaksonca tîman uzamak, germek, yaymak. Tîd keza uzam, ip gibi uzama eylemi.
Şimdi bir de üçüncü anlama gelelim. Üçüncü anlam ikincisinin bir alt kümesi yahut özel hali. Yine müddet diyoruz, fakat müddetin kısa bir parçasını anlatıyoruz. Bu parça iyice küçüldüğü zaman, birinci anlamdaki çakışma noktasıyla neredeyse eş anlamlı olur. Mesela an dediğimiz zaman, bir çakışmayı mı kastediyoruz, yani sıfır boyutlu bir nokta mıdır, yoksa çok kısa bir zaman süresi midir, emin olamayız.
Bu üçüncüsü saatle ölçülen modern zaman kavramına bir geçişi temsil eder. Müddet varsa müddeti ölçebilmen lazım. Ölçmek için bunun bir birimi olması lazım ki sayabilesin. Dolayısıyla miyar olarak kullanabileceğin bir en kısa müddet tanımlaman lazım.
Dem demek esasen nefes demek, Farsça. En kısa zaman birimini tanımlamak için kullanılan ölçeklerden biri. Lahza daha hoş. Arapça bir kelime. Esasen göz atma demek, ölçü birimi olarak bir göz atma süresine böyle demişler. Düşünürseniz insan bilincinin muhtemelen en kısa süren işlemlerinden biridir. Bir nefes süresinden belki yüz kat daha kısa.
Sanırım Fransızca ve İngilizce moment kelimesi de lahza ile aynı fikirden hareket etmiş olmalı. En erken sözlüklerde “a twinkling” olarak tanımlamışlar, yani bir göz kırpma süresi. A movement of the eye demek belki.