Yolsuzluk kime zarar
Pazar Sohbeti
18 Aralık 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Neredeyse herkes yolsuzluğun varlığında hemfikir, ama kimse umursamıyor. Kimse niye fakiriz demesin.
Cumhuriyet Aydını dediğimiz zihniyetinin neredeyse özeti sayılabilecek bir paylaşım. Yolsuzluk var, çalıyorlar, çaldıkları için hepimiz fakirleşiyoruz!
Halbuki benim bildiğim, biri fakirleşse öbürü zenginleşir. Yolsuzluk, servet imhası değil servet aktarımı meselesidir. Birinden alıp öbürüne aktarıyorlar. Peki biz niye öfkelenelim? Neden devletten yahut verili düzende kuluçkalık parası olandan çalındı diye üzülelim de, dinamik olan, girişken olan, cesur olan kazanıyor diye sevinmeyelim? Neden bir tarafı değil öbür tarafı tutalım? Devletten yana olmak zorunda mıyız? Varlık sahiplerinin doğal müttefiki miyiz biz?
İkinci bir argüman var, adına Daron Acemoğlu argümanı diyelim, Neo-liberal yahut Obama Demokratı bakış açısı da diyebiliriz. Diyor ki, yolsuzluğun, usulsüzlüğün, hırsızlığın olduğu yerde, ballı devlet ihalelerinin eşe dosta verildiği, yeğenciliğin alıp başını gittiği yerde kalkınma olmaz. Çünkü yatırımcı huzur ister, güven ister, istikrar ister. Ortalık karışıksa, mülkün güvencesi yoksa, kasamdaki parayı biri zorla ya da katakulliyle alıp götürecekse ben neden yatırım yapayım? Devlet veya devletleşmiş mafyalar gelip benim malıma, mülküme, şirketime, gelirime, kârıma, evime çökebiliyorsa o ülkeden hayır gelmez diyorlar.
Bunun nasıl bir optik yanılgı olduğunun bilmem farkında mısınız? Neden olaya kasasında durgun parası olanın açısından bakayım, alıp gidenin bakış açısından bakmayalım ki? Neden ekonominin kanunlarını biz yazdık diyen uluslararası tekelin bakış açısı yerine adamını bulup iş çeviren açıkgöz yeğenin bakış açısını tercih etmeyelim?
Yatırımcı huzur ister diyor. Huzur isteyen insan niye yatırımcı olsun? Yatırım maceradır, cüret ister, delilik ister. Kanun, kural, yönetmelikle yaşayan adamdan memur olur, yatırımcı olmaz. Kırmızı ışıkta duran adam imparatorluk kuramaz. Acemoğlu ekolünün hitap ettiği kesim de zaten, Batı dünyasının tefessühü çağında bekleneceği üzere, gerçek yatırımcı değil, ekran başında borsa oynayan yüzer gezer para operatörüdür. Onlar korkaktır, Türkiye’den işkillense, hop, Estonya’ya kaçar diyor. O konuda haklıdır. Haklıdır da, ülkeleri kolundan tutup yukarı kaldıracak olan gerçek yatırımları kim hangi ortamlarda yapar, huzur mu sever tehlike mi sever, o konuda bize bir ipucu vermiyor.
Tarih boyunca ülkelerin büyük ekonomik atılım yaptığı çağlar yolsuzluğun ve haydutluğun zirve yaptığı çağlardır. Amerika Birleşik Devletleri’nde Gilded Age denilen 19. yüzyılın en sonu ile 20. yüzyıl başı bir gangsterlik çağıydı. İngiltere evvela açık denizlerde korsanlıkla, peşinden Bengal’i talan ederek kalkındı. Anadolu’nun ekonomik ve kültürel açıdan en parlak çağı olan Beylikler Devrinde yüzlerce yerel hükümdar harıl harıl birbirini boğazlamakla meşguldü. Kalkınmak için sermaye gerekir, sermaye de, ayıptır söylemesi, öyle birikir. Haydutlukla, üçkağıtla, cinayetle birikir. Kibar kibar okullarda okuyup kanuna, kurala ve yönetmeliğe riayet etmekle ve yolsuzları kınamakla birikmez.
Ha, hırsızlık filan tabii ayıp şeyler. Ben de beğenmem öyle şeyleri. Toplumsal ahlak, hukuk, adalet vs. de yabana atılacak konular değil. Lakin ahlaksızlık yüzünden fakirleşiyoruz dersen pek inandırıcı olmuyor. Hayatın gerçeği bu, ahlaksızlar kazanır, ahlakçılar memur olur.