Vermek neden almaktan evladır
Pazar Sohbeti
13 Kasım 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Mutluluk aldığından çok vermektir, akabinde de sevilmektir demiştiniz. Bu havuz problemine alışan beyinlerimiz için tükenmişlik sendromu yaratmaz mı? Sevgi midir hakikaten insanı yaşatan?
Sevgi dediğimi hatırlamıyorum. Belki yanı sıra öyle bir şeyden söz etmişim. Asıl, vermekten söz etmiştim.
Gerçekten düşünün bunu, vermek sonsuz bir hazinedir. Almak öyle değildir, almak çok sınırlıdır. Çünkü bir insanın yiyebileceği, bir insanın giyebileceği, bir insanın maddi hazlarla tatmin olabileceği kapasite bellidir ve çok fazla değildir. Bir de şöyle bir gerçek vardır: Ne kadar alırsan al, senden fazla alan birileri mutlaka vardır. Milyoner olsan milyarderler vardır. Bak gittim kendime yat aldım dersen senin yanına öyle bir yat yanaşır ki ağzın açık kalır, bir dalgasıyla senin kayığını deviriverir. Oysa vermek öyle değildir. Vermek kendi kendini besleyen ve büyüten bir hadisedir. Vermek derken şunu kastediyorum: İnsanlara maaş temin etmek, insanların ailelerinin geçimini sağlamak, insanlara bir şeyler öğretmek, insanlara birtakım güzellikler sunmak, sanat olabilir bu, bilgi olabilir bu, öğretmenlik olabilir. Ev mi yapacaksın? Bu evde kıçım rahat olsun demeden önce, bu ev bu şehre, bu mahalleye nasıl bir güzellik katsın ki gelip geçenin yüz yıl boyunca gönlü şenlensin diye düşünmektir. Yemek mi satıyorsun? Yanına bir kepçe fazlasını koyup, bak bunun tadına bak, çok güzel oldu demektir. Bunlar insanı yücelten, insanı ciddi bir anlamda manevi tatmin sağlayan, insanı büyüten şeyler.
Bunun net sonucu sevgi değildir. Çünkü verdiğin insanların seni seveceğine dair hiçbir garanti yoktur. Genellikle sevmezler. Ama diğer bir yönü vardır. Verdikçe iktidar kazanırsın. İnsanları yönlendirme, onları yönetme gücü kazanırsın, ki asıl mutluluk, asıl insanın koltuklarını kabartan hadise budur.
Sevgi yanı sıra. Üç beş kişi olsun yeter sevgi için. Daha fazlası ağırlık yapar.