Vergi almak meşru mudur
Pazar Sohbeti
27 Aralık 2020
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Oy birliği sonucu arkadaşımızın zorla parasını alsak ahlaklı olur mu? Olmazsa neden zengin fakire gitsin diye vergi veriyor?
Elbette oy birliği sonucu bazen arkadaşımızın zorla parasını alabiliriz. Her zaman değil, belirli koşullarda, belirli gerekler ortaya çıktığı zaman, arkadaş sökül paraları yoksa zorla alırız diyebiliriz. İnsan yaşamının doğal bir parçasıdır. Ortak çıkar gerektiriyorsa, bireyin çıkarları bazen ikinci sıraya düşer. Ve gerekirse, birey eğer bu gerçekle yüzleşmeyi reddiyorsa, zor da kullanılır. Çünkü insan ihtiyaçları, bireyin ihtiyaçlarından ibaret değildir. Bireyin hakları ve ihtiyaçları olduğu gibi topluluğun da birtakım hak ve ihtiyaçları vardır. Ortak bazı davalar için, ortak savunma için, ortak altyapı için, fakirlere, dullara, yaşlılara ve kimsesiz çocuklara yardım için bir fon oluşturmak gerekir. Ve bireyler, bana ne kardeşim, onlar da ölsün diyemez. Dedirtilmez. Hiçbir toplumda bu ahlaklı bir davranış olarak kabul edilmez.
Bunun dengesidir mühim olan. Hayallerdeki bir komünist dünya gibi her şeyi alırsan, bütün mal varlığını elinden alıp, hak ve ihtiyaç bazında dağıtmaya kalkarsan bunun çok büyük sıkıntıları doğar. Çünkü bu, bireyin ölümü anlamına gelir. Bireyin haklarının yok olması anlamına gelir. Bireyin hakları yok olduğu zaman, egemen olan kimse, bunun adına devlet diyebiliriz, dayı diyebiliriz, dayı aşırı derecede güçlenir. Aşırı derecede güçlenen insanlar çok tehlikelidir. Çünkü insanoğlu çiğ süt emmiştirr. Kendi kişisel veya sınıfsal çıkarı için, yahut gücünü kanıtlamak için, yahut sırf pislik olsun diye, ezer geçer.
Öte yandan, ortak amaç için hiçbir şey almayalım, sadece bireylerin dediği olsun, bireyin hakları kutsaldır demeye getirirsen eğer, bunun sonucunda toplumda zayıf olanlar feci surette ezilirler, dayak yerler, yok edilirler, dışlanırlar. Bana ne fakirlerden diyemezsin. Çünkü olay sadece fakirler değildir, her insanın yaşam sürecinde bir çaresiz olduğu zamanlar vardır. Bir kere çocuk iken, ondan sonra belli bir yaştan sonra, doğururken, yetimken, haksızlığa uğrayıp dara düşmüşken, varını yoğunu kaybetmişken, bütün bu durumlarda toplum belirli ölçülerde bu bireyleri korumak ve savunmakla mükelleftir. Çocukları, her halükarda, sonsuza dek korumak ve savunmakla mükelleftir. Yaşlıları ve acizleri, terbiye sınırları içinde kalmak şartıyla, evet, korumakla mükelleftir. Dolayısıyla ortak fon için bireylerden para alınması haktır ve görevdir. Bunun ölçüsünün ortalarda bir yerde sağlıklı bir şekilde belirlenmesi önemli.
Geçenlerde gelir vergisinin insanların başında nasıl büyük bir felaket olduğuna dair bir not paylaşmıştım. Bunu tabii ki herkes Nişanyan vergiye karşı imiş diye anladı. İnsan bir yerde çaresiz kalıyor, çünkü laf anlamayan insanlara laf anlatmak imkansız bir şey. Gene de deneyeyim.
Prensip olarak vergi gerekli. İnsanların kabile hayatının ötesine geçtiği noktadan itibaren her zaman vergi olmuş, her zaman artı değer olmuş. Birileri üretmiş, ürettiğinin fazlasını birileri almış ve bununla ortak dava için birtakım faydalı işler yapmaya girişmiş. Bütün karayollarını asfaltlamak, haydutları tepelemek, uçak satın almak, ne bileyim, düşmanların kalelerini yıkmak gibi sevimli amaçların hepsi tükendiğinde, en azından şair beslemiş, sanatçı beslemiş, gökteki yıldızların kataloğunu çıkartacak adam beslemiş. Bunlar da lazım topluma değil mi?
Gelir vergisi dediğimiz şey 20. yüzyıl icadıdır. Bana modern çağın en yanlış icatlarından biriymiş gibi geliyor. Bireyin özgürlüğünü köküne kadar biçen, bireyi devlete bağımlı hale getiren bir hadisedir. Çünkü gelir vergisi demek, devlet senden ne kadar vergi alacağını önceden kestiremiyor, sen ne kazanırsan bunun üzerinden karmaşık bir hesapla senin ödeyeceğin vergiyi hesaplıyor demektir. Bunun anlamı nedir? Senin beyanına bağlı vergi ve sen en ufak bir şekilde yanlış bir beyanda bulunursan, gerçek gelirin hakkında yanıltıcı ifade verirsen suç işlemiş hale düşüyorsun devlete karşı. Bu, zaman içinde gitgide derinleşen bir kanser gibi, senin hayatında yapacağın her şeyin, attığın her adımın, bir, devlet kontrolüne girmesi, ve iki, potansiyel suç haline gelmesi sonucunu doğuruyor. Gelir vergisinin olduğu bir ülkede bireylerin tüm ekonomik faaliyetleri, alış, veriş, satış, imalat, yatırım vs., parayla ilgili tüm davranışları potansiyel suç haline gelir. Bunların her birini devletin mercekle yakından inceleme hakkı doğar. Ve öyle bir nokta gelir ki, sen istediğin kadar iyi niyetli ol, öyle ya da böyle isterlerse suç bulurlar yaptığın her şeyde. Mümkün değildir öbür türlüsü.
O yüzden yüz yıldan beri başımızda büyük bir bela olarak duran gelir vergisi, insanların başına gelmiş büyük bir felakettir diyorum. Bu konuda ısrarcıyım.