Ukrayna savaşı nasıl biter
Pazar Sohbeti
10 Aralık 2023
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Ukrayna Savaşı’nın en başından beri öngördüğünüz gibi Batı İttifakı, Ukrayna Savaşı’nda yenildiğini ya da en azından galibiyet umudunun kalmadığını artık kabul ediyor. Sizce barış müzakerelerinin zamanı gelmiş midir?
Kamuoyunun Ukrayna Savaşını yakından izleyemeyen kesiminde savaş tıkandı, stalemate durumuna geldi gibi yanlış bir izlenim var. Batı’nın propaganda aparatını körü körüne izlemekten doğan bir yanılgı bu. Ukrayna yenildi. Yenileceği birinci günden belliydi. Ukrayna’nın savaşı kazanması iki koşulda mümkün olabilirdi. Birincisi Rusya’ya uygulanan yaptırımların ekonomik ve siyasi çöküşe yol açmasıydı. Açmadı. Aksine, hem ekonomik hem siyasi sahada Rusya müthiş bir performans sergiledi. İkinci koşul NATO ittifakının sahaya Rusya’nın askeri kapasitesine denk oranda asker yığmasıydı. “Askeri danışman” yahut gönüllülerden değil tümenlerden söz ediyorum. Onu da yapmayacaklarını baştan net olarak ilan ettiler ve zaten yapamazlardı. Bu şartlarda Ukrayna’nın savaşta Rusya ile başa çıkabileceğini zannetmek abesle iştigaldir.
Batı tarafı Ukrayna’da yenildiğini sanırım geçen sonbahardan beri idrak etmiş bulunuyor. Silah sevkini büyük ölçüde kestiler ya da kesmek zorunda kaldılar. Zelensky’yi de trenin altına itmeye hazırlanıyorlar. Bu aşamada yenilgi gerçeğinden ziyade yenilginin şekli üzerinde bir pazarlık var yanılmıyorsam. Rusya’nın Berlin 1945 yahut İzmir 1922 tarzında bir genel taarruzla Kiev’e girmesi NATO’nun — ve hatta bir NATO uzantısına dönüşmüş olan Avrupa Birliği’nin — altından kalkamayacakları bir bozgun olur. Tahminimce Rusya da birçok açıdan bu tarz bir mutlak bozgunun sonuçlarından ürküyor. Dolayısıyla yenilgiye zamana yayıp sonuçlarını muğlaklaştırmayı tercih ediyor. Bu aşamadaki hedefleri Kiev’e girmek değil. Öncelikle Ukrayna'nın mevcut askeri kapasitesini tüketmek. İkinci olarak Batı ittifakının çok zayıflamış olan endüstriyel kapasitesini sonuna dek zorlamak, ekonomik krizi derinleştirmek.
Mayıs 2022’de Mariupol’un düşüşünden sonra herhangi bir anda Rusya Kiev üzerine genel taarruz başlatabilir, en azından ülkenin Diepr solunda kalan kısmını tamamen zaptedebilirdi. Ezici bir güç farkı var çünkü arada. Bunu yapmadılar, çünkü başka bir şeye çalışıyorlar.
Eninde ya da sonunda Batı ittifakı ateşkes için Moskova’nın kapısına gidecek. Bunun belirtileri şimdiden seziliyor. Fakat bu aşamada ben Rusya’nın bunu kabul edeceğini tahmin etmiyorum. Daha doğrusu Rusya’nın ileri süreceği asgari şartlara henüz Batı ittifakı byun eğmeye hazır değil.
Şartlar bence gayet bariz. Birincisi Rusya anayasasına ve kanunlarına göre Rusya'nın kendine ait saydığı dört vilayetin, Odessa dahil olmak üzere Rusya'ya terk edilmesi gerekiyor. Bu vilayetler 1920’de Ukraynalı nüfus çoğunluğunu sulandırmak amacıyla Ukrayna'ya eklenmiş olan Rus illeridir. Onlar geri alınınca Ukrayna’nın Karadeniz sahili kalmayacaktır. Bu bir kere birinci ve temel şarttır ve bu ilkeden Rusya'nın hiçbir koşulda geri adım atacağını zannetmiyorum.
İkincisi, geri kalan Ukrayna’nın tarafsızlığının uluslararası garantiye bağlanmasıdır. Yani Ukrayna, hiçbir koşulda NATO’ya girmeyecek, NATO’nun askeri desteğine vs. sahip olmayacak. Bunu güvenceye almak için Ukrayna’da birtakım Rus askeri üslerinin bulunması şarttır. Çünkü Batı devletlerinin vereceği diplomatik garantilerin bir kıymeti harbiyesi kalmamıştır.
Üçüncüsü Rusya’ya yönelik yasa dışı yaptırımların yaptırımların mutlaka bir tazminatının olması gerekir. Artı Ukrayna’nın yeniden inşası için maddi destek gerekecektir. Bu yüzden bu savaşı başlatan NATO ülkelerinin bir savaş tazminatı ödemesi bence yerinde ve mantıklı bir talep olacaktır.
Nihayet tahmin ediyorum ki Rusya, NATO’nun haritada lüzumsuz yer kaplayan üç Baltık ülkesinden çekilmesini de şart koşacaktır. Bu ülkelerin öteden beri yegane varlık sebebi Rusya’nın Baltık Denizine çıkışını ve St. Petersburg limanını tehdit altında tutmaktır. Geldiğimiz noktada Rusya’nın bu saçmalığa daha fazla tahammül etmesi için bir neden göremiyorum.
Bu şartlarda bir barış bugün için henüz mümkün görünmüyor. Fakat tahmin ediyorum ki en geç 2025 yılı içinde öyle veya böyle bu noktaya gelinecektir. O zaman hala bir aradaysak, Hocam gene haklı çıktın dersiniz.