Türkmen nedir
Pazar Sohbeti (Düzenlenmiş)
13 Eylül 2020
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Türkmen ne demek? Türkten farkı var mı? Yoksa bize öğretildiği gibi soydan Türk olan halis Türklere verilen bir ad mıdır?
Türkmenin ne demek olduğunu Mahmut Kaşgari Divan-ı Lugat-i Türk’te anlatmıştır. Türk’e benzer, Türk gibi, Türk tipi demektir. Buradaki benzer sıfatını dışlayıcı değil içerici anlamda yorumlamak lazım. Yani ‘Türk’e benzer ama Türk değil’ değil. ‘Türk ve benzerleri’ anlamında. Anladığım kadarıyla, kökeni ne olursa olsun Oğuz Türklerinin aşiret yapılanmasına, töresine, egemenlik sistemine dahil olanlara topluca verilen isim bu. Türkçe değil İrani bir kelime, çünkü Oğuzların Selçuklulardan önceki ilk siyasi yapılanmaları döneminde şehir dili, çarşı pazar dili, belki de yönetim dili Farsça veya onunla akraba Doğu İran dilleri idi.
Oğuzların 24 boydan oluşan bir askeri düzeni vardı. En azından teorik olarak 24 boy, çünkü insanlar belirsiz sayıları, anlatması ve ezberlemesi kolay sayılara dönüştürmeyi sever. Yirmi tanesi büyük, beş tane küçük, ikisi belirsiz, üçü de eskiden bizdendi ama ayrıldı demek yerine kısaca 24 demek kolaylarına gelir. Ana grupların isimleri bellidir. Listenin diplerine doğru gidince flulaşır, farklı kaynaklarda farklı isimler çıkar karşımıza.
Bu boyları etnik bir oluşum gibi düşünmeyin. Destan anlatıcıların ballandıra ballandıra anlattığı şecereler daima, ama her zaman, egemen sülalenin şeceresidir. Detaya girdiğinizde her aşiretin içinde çeşit çeşit kökenden insanların, hatta kölelerin bulunduğunu görürsünüz. Siyasi ve askeri bir teşkilattır boy. Her boyun kendi bayrağı, savaş zamanı belirlenmiş işlevi ve pozisyonu vardır. Egemen dil ve töre, Oğuz Türkçesi ve töresidir. Türkmen demek, çözümleyebildiğimiz kadarıyla, böyle bir teşkilatlanma yapısına sahip olan topluluk demek.
Osmanlı zamanında bu askeri teşkilatlanmayı en azından 16. yüzyıla kadar korumuş görünüyorlar. Safevi İran’ında da benzer Türkmen yapılanması vardır, fakat boy isimleri farklıdır. Sanırım memleketteki çeşitli konar göçer grupları böyle bir sisteme entegre etmişler veya etmeye çalışmışlar. Osmanlı tarafında bu işin ayrıca bir finansal boyutu olduğu anlaşılıyor. Boya mensup olan ve dağınık olarak yaşayan göçmen grupları, ait oldukları boyun beyine yıllık bir peşkeş bedeli ödemişler. Bazı mülklerin, bazı köylerin geliri boy beyine tahsis edilmiş. Türkmen boyuna bağlı olan alt aşiret ve grupların, içinden çıkılmaz karmaşıklıktaki isim listelerine baktığınız zaman, etnik bir yapıdan ziyade idari ve askeri bir yapı olduklarını kolayca anlıyoruz. Osmanlı terminolojisinde Türkmenlerin bir kısmının Kürt olduğu bilinen bir şeydir. Bunlara Türkmen Ekradı adı verilir. Aralarında Ermenice konuşanlar bile vardır. Araplar vardır. Çingeneler vardır. Çeşit çeşit insan, Türkmen teşkilatının, boy teşkilatının içinde yer almıştır.
Konuyu kapatmadan önce bir başka boyutuna daha değineyim. 15. Yüzyılda Osmanlı devleti, doğusundaki Türk hükümdarlıklarına genellikle Türkmen adını verir. Akkoyunlular, Zülkadriye devleti, Ramazan Oğulları, Halep’teki, Şam’daki çeşitli beylikler Osmanlı’nın nazarında Türkmen emirlikleridir. 1510’larda bu yerler Osmanlı eline geçtikten sonra oralardan Anadolu içlerine doğru büyük bir göç olmuştur. O göçle gelen herkese İç Anadolu’da, Ege’de, Akdeniz’in dağlık kısımlarında ‘Türkmen’ adı verilir. 1500’den önceki eski Osmanlı topraklarında yaşayan Türk dilli konar-göçerler ise Yörük’tür. Türkmen ile Yörük ayrıdır. Özellikle Ege Bölgesinden güneyde Adana’ya kadar uzanan alanda Yörük ile Türkmen ayrı iki zümredir. Pek karışmazlar. Geçmişte birbirleriyle epey savaştıkları anlatılır.