Türkler nasıl Müslüman oldu
Pazar Sohbeti
23 Ocak 2022
0:00
0:00

metin

Türkler kılıç zoruyla mı Müslüman edildi, yoksa kendi kültürlerinde tek tanrılılığın nüveleri olduğu için mi Müslümanlığı benimsediler?
Türklerin yazılı kültür üretmeye başlaması 8. yüzyıl ortalarıdır. Ondan öncesinin manevi kültürü hakkında elimizde fazla ipucu yok. Peki nasıl bir dünyadır 8. yüzyıl ortalarının İç Asya’sı?
Bir kere Batıdan gelen muazzam bir siyasi ve askeri ve, doğal olarak, kültürel saldırı var. Müslümanlar gelmişler, İran’ı tek hamlede ezip eçmişler ve İran’dan Orta Asya’ya doğru bir yayılma politikasına girmişler. Türk dünyası ağır tehdit altında. Bu koşullarda yazılan Orhun Yazıtlarını bir tür kültürel direniş çabası olarak görmek mümkündür diye düşünüyorum ben. Fakat bu direniş başarılı olamamış. Orhun Yazıtlarından üç beş yıl sonra, o yazıtları yazdıran Göktürk devleti yıkılıp gitmiş. Hemen ardından, yine batıdan gelen Hristiyan ve Maniheist akımlar, Göktürkleri deviren Uygur hakanlarınca benimsenmiş. Hristiyan ve Manici gelenek içinde harıl harıl yazılı Türkçe metin üretmeye başlamışlar. Kısa bir süre sonra bu kez Çin’den gelen Budist geleneği benimsemiş Türk egemenleri. Eminim daha bu dönemde, Türklerin bir kısmı, bazı yöneticileri, bazı bölgeleri, bazı unsurları, Batıdan gelen İslam dinine de ilgi gösterdiler. Elimizde 10. yüzyıldan önce doğru dürüst yazılı kaynak yok Türklerin Müslümanlaşmasına ilişkin. Fakat komşu Horasan’da egemenlik kuran ve çok büyük bir sosyal devrim başlatan İslam akımının Amu Derya ötesindeki Türkleri de etkilememiş olması mümkün görünmüyor.
Şöyle düşünün. Orta Doğu’ya ve İran’a hakim olan İslam kültürü, Türklerin o tarihte nispeten ilkel olan kültürüne nazaran bir üst düzeyi temsil ediyordu. Nasıl 19. yüzyılda Avrupa kültürü ve İngiliz emperyalizmi, 20. yüzyılda Amerikan hegemonyası, tüm dünyada, doğrudan yönetmedikleri sahalarda bile etkili oldu, aynı şekilde Müslümanlığın çekim gücünün tüm komşu kültürlerde hissedildiğini varsayabiliriz. Türkistan’ın en ücra obasında dahi, ateş başında toplandıklarında, fikrine değer verilen birileri kalkıp “valla bilmem, adamlar yapıyor” diye fikir beyan etmiştir zannımca.
Fakat asıl belirleyici hadise bu değildir, köle ticaretidir. Daha sonraki çağlarda İslam dünyasının dış çeperlerinde Müslümanlaşma sürecinin nasıl işlediğini yeterince biliyoruz. Mesela Gürcülerde, Çerkeslerde nasıldı, Sahra-altı Afrika’da ve Doğu Afrika sahilinde nasıl oldu, biliyoruz. İslam dininde Müslümanın köleleştirilmesi yasaktır. Dolayısıyla yoğun köle talebi olan İslam dünyasında köleyi nereden temin edecekler? Serhadden temin edecekler. Abbasiler çağında belli başlı üç köle kaynağı vardı Bağdat’ın. Biri Kara Afrika, ikincisi Orta Asya, yani Türkler, üçüncüsü kuzeyde Slav kabileleri. Türkleri özellikle asker yapmak amacıyla köleleştiriyorlardı. Öyle ki 9. yüzyıl ortalarına gelindiğinde Abbasi ordularının neredeyse tüm personeli Türktür; çoğu köle statüsündedir veya mesleğe köle olarak başlamıştır.
Yoğun köle ticaretine konu olan devlet-öncesi toplumlarda tipik bir süreç işler. Köle temini ve köle sevkiyatıyla uğraşan simsarlar türer en kısa zamanda. Mali’de, Zanzibar’da, Arnavutluk’ta, Gürcistan ve Lazistan’da gördüğümüz üzere bu aracılar, alıcı tarafın kültürünü, dinini, hatta dilini benimserler. Çünkü yerel güçlerini, alıcılar adına verdikleri hizmete borçludurlar. Doğal olarak zenginleşirler, silahlanırlar ve askeri güç edinirler. Mali sultanlarının, Arnavut beylerinin, Çerkes soylularının ilk palazlanma öyküsü böyledir. Türk hanlarının da çok farklı olacağını sanmam.
Bir üçüncü boyuttan söz edeyim. Bunu soru işaretiyle, çok da emin olmadan söyleyeceğim.
Müslümanlığı resmen egemenlik dini olarak benimseyen ilk Türk oluşumunun adı Karahanlar, biliyorsunuz. Karahan ne demektir, yeterince üzerinde durulmamış bir mevzu. Kara sıfatı Türkçede sadece bir renk belirtmez, yer adlarında, kişi adlarında, çoğu zaman statü belirtir. Kara budun, halkın aşağı tabakasıdır. Kara oba, kötü obadır. Statü ve sınıf olarak aşağı sayılan bir kesimi ifade eder. Öyleyse Karahan ne demek oluyor? Belki de proleter padişah gibi bir şey. Yahut yoksul hakan, çomar şah gibi. Soylu olmayan, eski aristokrasiden gelmeyen, aşağı tabakadan biri. Bundan, Müslümanlaşma hadisesinin bir sosyal alt üst oluş olduğu sonucunu çıkarabilir miyiz? Sınıfsal bir ihtilalle mi gelmiştir Müslümanlık?
Karahanların Müslüman olan ilk hakanının adı Satuk Buğra Han. Satuk, biliyorsunuz, köle demek. Mecazi bir anlamada olması da mümkün, ama sonuç olarak köle demek. Adının alternatif biçimi Saltuk Buğra Han, o da salınmış, yani azat edilmiş anlamında olabilir. Kesin odur diyemiyoruz, ama öyle görünüyor.
Ne yazık ki işin bu yönünü araştıran pek çıkmadı bugüne dek. Ya da ben bilmiyorum.