Türk mü Türkiyeli mi
Pazar Sohbeti
9 Mart 2023
0:00
0:00
metin
Alman vatandaşına Alman, Azerbaycan vatandaşına Azeri, Ermenistan vatandaşına Ermeni deriz. Peki, Türkiye vatandaşına da Türk denmesinin neden bazı kesimler sıkıntı duyar?
Bunun müsebbibi “bazı kesimler” değildir. Türk kelimesini tekeline alan ve bir zorbalık unsuru olarak dayatan, Türk kavramını murdar eden, bir düşmanlık terimi haline getiren, kendi vatandaşlarına karşı bir savaş sloganı haline getiren Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bir kere bunu aklınızdan çıkarmayın.
İkincisi, Amerikalıya Amerika demiyoruz, Amerikalı diyoruz. Hollandalıya da ülke adıyla Hollandalı diyoruz. İsveçli, Norveçli, Portekizli, İsviçreli diyoruz. Eski Türk geleneğinde milletler hemen her zaman ülke ve devlet adıyla anılır. Fransalı denir, Nemçelü denir.
Türkiye’de ister kabul edin, ister kabul etmeyin, bu nüfusun önemli bir bölüğü kendine Türk demiyor ve demesi için hiçbir neden yok. Kürt onlar. En az bin seneden beri Kürt olmuşlar. Başka bir dil konuşuyorlar, başka bir kültürleri var, başka bir toplumsal hafızaları var. Bu toplumsal hafızada Türk, bazen dost ve müttefik, çoğu zaman düşman olarak karşılarına çıkmış. Bu insanlar, kendilerine Türk demeyi reddediyorlar, Türkler tarafından yönetilseler de. Nasıl ki, Ruslar tarafından yönetilen Tatarlar ve Çeçenler, kendilerine Rus demiyor. Tatar ve Çeçen diyor. Bulgarlar tarafından yönetilen Türkler de kendilerine Bulgar demiyor, Türk diyor. Devlete sadık olabilirler, olmayabilirler. Devlet onların işine geliyorsa sadık olurlar. Nitekim şu anda Rusya’yı bir beladan kurtaranların başında Çeçenler var. Canla başla Rus devleti için savaşıyorlar. Tarihte Kürtler de bazen canla başla Türk devleti için savaşmışlar. Ama Türk devleti onlara ihanet ederse, Türk devleti onları düşman bellerse, Türk devleti onları aşağılamaya, dillerini ve kimliklerini yasaklamaya kalkarsa, o zaman iş değişir. Türk devleti derdine yansın, kaybeder.
Bu gerçekle yüzleşmeniz lazım. Bu gerçekle yüzleşmediğiniz sürece, sulandırılmış bir faşist devletin, sulandırılmış faşist diktatörlüğüyle yaşamak zorunda kalırsınız. Sonra da merak edersiniz ki niye Recep Tayyip Erdoğan kazanıyor diye. Çünkü bir devlet, kendi vatandaşına düşmanlık üzerine inşa edilmişse, bunun gereğini yapacak birileri o devletin başına geçer.
Türk kelimesi sizce etnik, genetik bir bağ mı ifade ediyor?
Genetik bağlara inanmıyorum, hayır. Daha doğrusu etnik aidiyetin ortak soya dayandığını düşünmüyorum. Ulus kimliği bir anlatıdır. İnsanların benimsediği ve inandığı bir mittir. Doğumla değil eğitimle kazanılır.
Türk kelimesi yüzlerce yıldan beri, neredeyse bin yıldan beri, gayet net, sınırları belli bir zümreyi ifade eder. Bundan beş yüz yıl önce de şu adam Türk müdür, değil midir diye sorduğunuzda cevabı belliydi sorunun. Bugünkünden çok farklı değildi. Türkler kendilerini çeşitli nedenlerle ‘İslam’ diye tanımlamayı tercih ederdi. Fakat Müslim ve Gayrımüslim tüm komşu ve yabancı kavimlerin onlara verdiği ad, ‘Türk’ idi. Sadece İranlılarla bir kısım Kürtler, Türk değil ‘Rum’ adını kullanırlardı. Bu kimlik, her şeyden önce Osmanlı Devleti’ne sadakatle, daha doğrusu devletin kendisinden ziyade belli bir devlet idealine sadakatle tanımlıydı. Yanısıra o devletin dinine ve mezhebine aidiyeti içerirdi. Üçüncü olarak ortak bir dili vardı, Türkçe. Anadil demiyorum, bakın, ortak dil. Boşnakla Pomak’ın ve Anadolulu’nun ortak kamu dili. Demek ki daha ziyade siyasetle, mezheple ve bir ölçüde dille tanımlanmış bir kimlikti. Bulgaristan’daki bir Türk’le, Sivas’taki bir Türk’ü bir araya getiren, onları ‘biz’ diye tanımlayan şeydi.
Kürtler yüzlerce seneden beri bu bütünün bir parçası olmadılar. Ayrı bir kavimdiler. Ayrı kavim kaldılar. Dilleri farklı, mezhepleri farklı, teşkilat biçimleri farklı. Huyları, edepleri, gelenekleri farklı. Ortak kültürleri, masalları, destanları farklı. Kahraman saydıkları ve köpek saydıkları isimler, Türklerinkinden farklı. Ayrı bir ulus Kürtler. Türklerle ortak bir siyasi kimliğin altında var olabilirler, olmamaları için bir neden yok. Olamıyorlarsa nedeni, Türk devletini yönetenlerin dar görüşlü, bağnaz ve aptalca politikalarıdır.
Kürtler için söylediklerim başka bazı unsurlar için de geçerli. Özellikle Gayrimüslimler tarihte hiçbir zaman Türk sayılmadılar ve kendilerini Türk saymadılar. Türk sayılmayı çoğu zaman bir hakaret kabul ettiler. Bu demek değil ki Türklerle bir arada yaşayamazlardı. Bu demek değil ki aynı devlet içinde bir araya gelemezlerdi. Ama olmadı bir şekilde. Ha kendilerini Türk saymışlar, ha saymamışlar ne fark eder noktasına gelindi 1923’ten sonra. Çünkü geriye kayda değer bir nüfus kalmadı.
Kürtleri yok edemediler. Edemeyecekler de. Eee? Bu hadiseyle yüzleşmesi lazım Türklerin. Çünkü “devlet bizim, istediğimize istediğimiz gibi geçiririz” söylemi, bariz bir şekilde, işlemiyor, yürümüyor, olmuyor. Onun için bu fantezi laflara kulak asmayın. Niye Türk denmesin hepsine? Denmiyor kardeşim. Değiller. Türk’ün bir anlamı var, Kürt’ün başka bir anlamı var. Ermeni’nin de başka bir anlamı var. Başka bir halk. Bunlara Türklük dayatacağına, ne güzel, insanlar Türkiyeli diye bir kavram icat etmişler. Tırışkadan bir kavram sonuç olarak. Ama bir uzlaşma platformu, bir çözüm arayışının adı. Gel ortada buluşalım diyen bir terim. Öbürünü yürütemiyorsun. Herkes Türk olacak diye yüz senedir boğazını yırtmışsın, bir bok başaramamışsın. Aksine, Kürtler güçlendikçe güçlenmişler, ülkeyi ele geçirecek noktaya gelmişler senin salakça politikaların yüzünden. Görmez misin, Türkiyeli derken insanlar aslında kopmuş bir şeyi tamir etmeye çalışıyorlar. Sona yaklaşmış bir ilişkiye ortak bir zemin bulmaya çalışıyorlar.