Türk aydınlarının Avrupa Birliği sevdası ne olacak
Pazar Sohbeti
30 Ocak 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Dünyanın batıdan doğuya değişim sürecinde halen Türkiye’deki elit aydın grubun AB’ye girme sevdası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ümitsizlik insana neler yaptırıyor. Türkiye’de şöyle bir gerçek var. 1990’lardan 2010’ların başına kadar Türkiye’de çok bereketli bir liberal aydın rekoltesi görüldü. Bir sürü iyi eğitim almış insan ortak bir heyecanla, bir ideolojik fikir birliğiyle diyelim, özgürlükçü, Batıcı, hafif sol soslu bir reform programını savundular. O dönemde önce Cumhuriyet gazetesinde, sonra Radikal’de, Taraf gazetesinde, son derece kaliteli, makul, Türkiye standartlarının dışında fikirler üretmeye yetenekli, yirmi kişi, elli kişi, yüz kişi ortaya çıktı. Ben de dahilim sanırım ucundan bu anlattığım sürece. Bu arkadaşların ortak rüyalarından biri, Avrupa Birliği’ne katılan ve böylece iki yüz yıllık batılaşma hayalini gerçekleştiren bir Türkiye’ydi. Güzel bir hayaldi. Baştan beri hayaldi de güzel bir hayaldi.
Bu rüya 2011’den sonra pat diye iflas etti. Avrupa Birliği kendi iç sorunlarının sıkıntısına girdi. Çok hızlı bir şekilde 28 ülkeyi yutmanın getirdiği streslerle başa çıkma derdine düştü. Türkiye’yi kabul etmesinin imkan ve ihtimal dahilinde olmadığı ortaya çıktı. Kapıyı tak diye suratına kapattılar Türkiye’nin. Ve o noktada bütün o kuşak, bütün bizim kuşak entelektüel açıdan iflas etti. Donanımlı olmadıkları bir dünyayla yüz yüze kaldılar.
Yerlerine de kimse gelmedi. Yeni bir organik entelektüel kuşağı yetişmedi Türkiye’de. İllaki yetişir, yetişecektir. Belki on yıl veya otuz yıl sonra gelecektir. Bugün gördüğümüz manzara bir iflas manzarasıdır. Türkiye’de hala 15 sene öncesinin ezberleriyle ayakta kalmaya çalışan birtakım yaşlı başlı insanlar. Çoğu yurt dışına kaçmak zorunda kalmış, sürgüne gitmiş bir eski kuşak aydın zümresi. Onların yerine gelen bir hiçlik, hiçbir şey.
Bu durumla karşı karşıyayız. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde bir geleceği yok. Avrupa Birliği’nin ne kadar geleceği vardır onu göreceğiz zaman içinde. Avrupa Birliği’nin periferisindeki ülkeler üzerindeki etkisi iyi bir etki değildir. Yunanistan’da ben bunu çok net olarak gözlemledim. Yunanistan mahvoldu Avrupa Birliği’ne katılmakla. Sürdürülemez bir ülke haline geldi. Almanya’nın bir kolonisi oldu. Türkiye’nin önünde böyle bir gelecek görünmüyor. Dolayısıyla şu soruyu sormamız lazım. 2012’den önceki söylem ve beklentilerimiz madem ki bitmiştir, o halde bugün Türkiye’yi yönetecek olursan ne yaparsın? Nasıl bir yön seçersin? Nereye gitmeye çalışırsın?
Bu soruları sormamız lazım kendimize. Hazır formüller tekrarlamak yerine, kendini adamların yerine koy. Dediler ki, al sana Başkanlık Sarayı’nın anahtarı. Bize söyle bakalım beş senelik planın nedir? Otuz senelik planın nedir? Ne yaparsın? Bu soruyu sorman lazım ki siyaset hakkında akıl yürütebilesin.