Tarikat liderleri neden hep sapık çıkar
Pazar Sohbeti
6 Eylül 2020
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Osho hakkında ne düşünüyorsunuz?
Wild Wild West diye bir belgesel dizisi vardı. Oradaki yaklaşım bana mantıklı geldi. Karizmatik bir fikir önderi, hoş şeyler söyleyen bir insan. Bu tür fikir önderlerinin, tarikat lideri denilen insanların hepsi aşağı yukarı benzer bir kariyer çizgisi izliyorlar. Akıl dışı bir sevgi ve bağlılık halesiyle çevreleniyorlar. İnsan tabiatıdır bu, ister istemez istismar ediyorlar. Büyük güce kavuşan erkekler cinsel fantezilerini tatmin etmeye yönelirler. Bu değişmez bir insan kuralıdır. Bunu eleştirmek, şoke olmak, lanetlemek, falan, bunlar hepsi çocukça şeyler. İnsan denilen mahlukun gerçeği budur. Erkek insanlar iktidar için yaşar. İktidara gerçekten kavuştuklarında, yani ahlaki ve mantıki ve otoritenin getirdiği kısıtlamalardan kendilerini kurtarıp bunun üstüne çıktıklarıda, ya 12 tane eş alırlar, malum şahıs gibi, yat ve yatak alemi yapmaya başlarlar, yahut küçük kızların tadı bambaşka oluyor fikrine kapılırlar. Aksini onlardan beklemek, insanoğluna çok fazla yük yüklemektir.
Doğal olarak bunları yapamayanlar, kıskandıkları insanların zayıf noktasının bu olduğunu bilirler, fırsat bulduklarında oradan vururlar. Bak, bak, bak! Çocukları taciz etmiş pis herif! Bu noktaya gelir. İnsan deneyimlerini, insan ahlakını biraz geniş bir perspektiften seyretmek ve anlamaya çalışmak daha doğrudur. Yoksa, bir apartmanın dört duvarı arasına sıkışmış bir hayatın kıskançlıklarıyla, mahrumluklarıyla, daralmışlığıyla, dar görüşlülüğüyle, temelde ahlaksızlık olan sözde ahlakçılığıyla yargılamak çok ucuz bir yaklaşım gibi geliyor bana.
Sakarya’da 12 yaşındaki kıza cinsel istismardan yargılanan tarikat liderine de mi aynı şekilde bakıyorsunuz?
Sempati duyulacak biri değil. Adam, Çorumlu bir üçkağıtçının müridi olarak gelmiş, onun yerine geçmiş, geniş bir kesim üzerine egemenlik kurmuş, bu egemenliğin gerektirdiği her türlü soytarılığı yapmış. Sahtekarlıktan başka bir şey değil. Fakat insanların bu sahtekarlara ihtiyacı var. Dünyanın her yerinde, her çağda, her devirde bu tür tarikat önderleri insanlarda çok büyük bir sevgi, hayranlık, bağlılık, sadakat, aşk doğurmuş. Doğuruyor, doğurmaya da devam ediyor. Adam bunu kullanmış.
Devlet de bunu kullanmış. Bu da işin diğer boyutu. Adam derin devletin her türlü pis işlerine bulaşmış bir kişi. 15 Temmuz hadiselerinde birtakım roller oynamış, zannediyorum Fethullahçılara karşı bir vurucu güç organize etmeye yardım etmiş. Şu soruyu sorun kendinize: Bu kişi hakkında küçük kızla ilgili dosyayı kim hazırlar, neden hazırlar ve neden kamuoyuna şimdi sunar? Kendiliğinden mi taşmış bu bilgi yoksa birileri bunu Hürriyet gazetesine üflemiş mi? O birilerinin asli amacı kızı korumak mıdır, yoksa adamı al aşağı etmek midir? Şu soruyu da sorun kendinize: Neden Türkiye’de özellikle okumuş kesimler, özellikle kendini bir bok zanneden kesimler, ilerici filan, kemalist, feminist, sosyalist kesimler neden sazan gibi devletin attığı her yeme böyle lüp diye atlarlar? Bu soruyu sormaktan bıkmayın. Çünkü olayın özü o. Özenle servis edilmiş bir haber. Adam devletle bir iş yapmış, bir şekilde devletle arası bozulmuş veya artık yıkılması gereken yahut da fazla güçlendiği için tepelenmesi gereken biri.
Bu tür bir komployu hazırlamak o kadar kolaydır ki. İktidarın içinde veya kenarında bulunmuş herkes hakkında polisin elinde böyle dosyalar vardır. Birkaç noktadan vururlar. Ya vergi suçu vardır. Ya bankalara güvenmediği için parasını evde nakit saklıyordur, ayakkabı kutularından çıkar. Ya evlilik dışı cinsel ilişkisi vardır. Ya da en öldürücü darbe, çocuk. O kadar kolay bir şey ki, on iki yaşında bir çocuğu hadi kızım bak bu amca sana horoz şekeri verecek deyip göndermek, cilve yaptırmak, bunu filme çekmek, sonra da bunu şantaj malzemesi olarak kullanmak. Dünyanın en kolay işidir. Muhtemelen herkes için böyle dosyalar hazırlamışlardır. Günün birinde lazım olur.
Ya buradan vururlar, ya vergi usulsüzlüğünden vururlar. Bugünün dünyasında hayatında vergi suçu işlememiş olan hiç kimse yoktur, dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Lazım geldiğinde vururlar. Ya özel bir sohbetinde yaptığı birtakım konuşmaları kaydederler. Ustaların hoşuna gitmeyen birtakım işler yaptığında, birtakım sakıncalı bilgiler edindiğinde, karşılıklı şantaj işlerine girdiğinde, önünü arkasını makaslayıp bunu ortaya salarlar. Hürriyet Gazetesi denilen şer organının 1950’den bu yana asli işlevi her zaman bu olmuştur. Hürriyet gazetesinin işi, devletin kamuoyu manipülasyonu operasyonlarına araç olmaktır. Bugün geldiğimiz noktada dahi, hükümetin kontrolünde onca havuz medyası varken hala Hürriyet’i kullanıyorlar bu iş için.
Ahlakçılıktan bir tarafları morarmış ne kadar insan varsa hepsi de çıkıp “Ayy küçük çocuğa şey yapmış” diye kuduruyorlar. Sazanlıktır bu, başka bir şey değil.