Şirince neden bir Menzil olamadı
Pazar Sohbeti
16 Temmuz 2023
0:00
0:00

metin

Şirince neden bir Menzil olmadı?
Çok esaslı bir soru bu. Modern toplumun temelleri nedir diye sorarsan ancak bu kadar iyi sorabilirsin bu soruyu.
Menzil derken Adıyaman’ın Menzil köyündeki Nakşibendi dergahını kastediyoruz. Şu anda muhtemelen Türkiye’nin en güçlü sivil toplum yapılanması. Toplumun ve devletin neredeyse her hücresine nüfuz etmiş, çok geniş bir kitlenin kayıtsız şartsız ve samimi sadakatini kazanmayı başarmış bir teşkilat. Ekonomik gücü muazzam. Siyasi gücü muazzam. Yanılmıyorsam otuz kırk yıl içinde sıfırdan yükseldi bu konuma.
Şirince gerçekten bir cazibe merkezi olmayı başardı. Matematik Köyü başta şüphesiz. Ardından Tiyatro Medresesi ve şimdi de Arkhe, bunlar çok sağlam bir komünote oluşturmaya başladılar, bir cemaat yani. Sadece bireysel deneyim veya eğitim anlamında değil, ülke için kalıcı sonuçları olabilecek bir oluşum çıktı ortaya. Matematik Köyünde eğitim görmüş olanların bugün Türkiye’de sayıları on binleri buldu. Birbirlerini tanıyorlar, biliyorlar, seviyorlar ve bir dostluk ve dayanışma ve işbirliği duygusunu hissediyorlar. Aynı şekilde Tiyatro Medresesi, aynı şekilde Arke. Bu üçü İzmir’in Selçuk ilçesinde bir dağ köyü olan Şirince’nin bir kilometre kadar dışındaki dağda, yan yanadır. Bir tepenin dibinde Tiyatro Medresesi, yukarısında Matematik Köyü, biraz ötesinde oğlum Arsen’le arkadaşlarının kurduğu Arkhe projesi var. Bu yıl gelinim Güldeniz işin başında, çok başarılı programlar düzenliyorlar. Üçü de birer eğitim kampüsü, klasik anlamda eğitimin dışında yeni tür bir eğitim cemaati. (Cemaat kelimesi tehlikeli bir kelime ama mecburen kullanıyorum.)
Fakat hiçbir zaman bir tarikatin, bir Nakşi veya Kadiri dergahının, bir Bektaşi dergahının çekim gücüne sahip olamazlar. Olmayacaklar da. Atıyorum, devlet gelip sınırsız destek de verse yine olamazlar. Bir şey eksik.
O eksik olanın ne olduğunu anlamak güç, itiraf etmek daha güç. En geniş anlamda söylemem gerekirse, tapınakları yok. İnsanların gerçekten derin bir aşkla ve sadakatle bir topluluğa bağlanması için tapınak çok önemli bir şey. Bugünün dünyasında, 1400 sene veya 2000 sene öncesinin yetersiz mitolojilerine bağlanmadan, onlara mahkum olmadan bir tapınak nasıl oluşturulur? Besbelli bir şey ki bu köye gelen genç kitleyi bugün İslam mitolojisiyle cezbetmek mümkün değil. İktidardaki zat ne kadar zorlarsa zorlasın bu hususta itaat ve sadakat üretmek mümkün değil, ancak nefret ve tiksinti üretebilir. Hristiyan mitolojisi de modern dünyada tükenmiş bir güç, Türkiye’de zaten hiçbir zaman tutmadı ve tutmaz. Yakıcı olan soru o halde şudur: Modern dünyadan haberdar olan genç bir insanı ikna edebilecek, onun kalbini ve aklını yakalayabilecek bir mitoloji nasıl kurulur ve bunun tapınağı nasıl inşa edilir?
Bana öyle geliyor ki 21. yüzyılın en önemli sorusu bu.