Yerinde bir sorudur. Hayır, çalışmaz. Yapmaya çalıştığımız şey şehir kültürüne bir alternatif oluşturmaktı. Yılda bir milyon kişinin yahut da on milyon kişinin ziyaret ettiği bir kamusal yapıyı tasarlıyorsanız benim boyumu, maddi gücümü ve hayal ufkumu aşar. Elbette Şirince’de kullandığım usullerle Maslak’ta bir alışveriş merkezi ve rezidans yapamam.

Gerçi gerek Matematik Köyü gerek Tiyatro Medresesi’nde epey cesur adımlar attım. Çok sayıda insana hizmet eden, kayda değer kalabalıkların girip çıkacağı yerler tasarladım ve bunları tamamıyla geleneksel köy mimarisinin normları ve standartları içinde inşa etmeye çalıştım. Ne derece başarılı oldum bilemiyorum ama çözmeye çalıştığım problem buydu. Bir üniversite kampüsü tasarladık. Tasarladık değil, tasarladım. Modern kampüs anlayışıyla alakası olmayan bir şekilde, Akdeniz’in herhangi bir yerinde bir bilmem kaç yüzyıllık bir köy olarak bunu tasarlayabilir miyiz ve tüm fonksiyonları bu tasarının içine yerleştirebilir miyiz diye düşündüm. Birkaç teknik beceriksizlik oldu (mesela hamamlar fiyaskoydu, yemekhaneyi de adam edinceye kadar dört beş defa yapıp bozduk). Onun dışında oldukça da başarılı oldu diye düşünüyorum.

O anlayışla bir alışveriş merkezi olur mu? Olur aslına bakarsanız, olur. Şark usulü bir kapalı çarşı tasarımı, bir Doğu Asya pazarı tasarımı modern dünyada nasıl yapılabilir zaman zaman üzerinde düşündüğüm bir konu. Ama o boyutta bir projeye hiç kalkışmadım. Beni aştığını düşündüm öyle bir şeyin.