Şehir devletleri yine canlanır mı
Pazar Sohbeti (Düzenlenmiş)
18 Ekim 2020
0:00
0:00

metin

Hocam İtalyan şehir devletleri antik Yunan şehir devletlerinin bir reenkarnasyonu mudur? Yoksa meşaleyi daha da ileri mi götürmüşlerdir? Yeniden bir aydınlanma bu gelenek üzerine mi olur?
İtalyan şehir devletlerini Eski Yunan’a bağlamak yerine, eski Akdeniz medeniyetinin bir parçası olarak görmek daha doğru olur sanıyorum. Bu şehir devleti geleneğini başlatanlar şüphe yok ki Yunanlardan önce Fenikeliler. Önce Fenike’de, yani bugünkü İsrail’in kuzeyiyle Lübnan arasındaki bölgede, daha sonra Sicilya’da, Tunus’ta, İspanya’da kurdular şehirlerini. Yunanlar şehir devleti kurumlarını büyük ölçüde onlardan öğrenmiş ya da belki onlarla eşzamanlı geliştirmiş görünüyorlar. Ticaret sınıfının ve ticari çıkarların egemenliği, belli aile ve klanlara dayalı mahalle teşkilatı, klan temsilcilerinden oluşan istişare kurumu, kısa süre için seçimle atanan yöneticiler, her şehrin kendine özgü bir veya birkaç tanrısı ve kutsal tapınakları... bunlar Yunan ve Fenike şehirlerinin ortak karakteristikleri. Tanrılar yerine Hristiyan azizlerini koyarsanız İtalyan şehir devletleri de aynen böyledir.
Akdeniz ticareti canlı olduğu ve Akdeniz havzasına büyük bir veya birkaç devlet hakim olmadığı sürece şehir devletleri müthiş bir gelişme göstermişler. Tüm insanlığa örnek olan atılımlar yapmışlar. Roma İmparatorluğu gelip bütün Akdeniz’e çökünce nispeten sönük bir çağa girmişler. Batıda imparatorluk yıkılınca siyasi açıdan yeniden canlanmışlar, ama o ara ticaret de zayıfladığından kültürel açıdan nispeten sönük kalmışlar. Doğuda imparatorluk devam ettiği için, özellikle Anadolu ve Balkanlarda bağımsız şehir devleti geleneği sönmüş. Bir daha da canlanmadı biliyorsunuz.
13. yüzyılda Akdeniz ticareti yeniden canlanınca hem İtalya, Güney Fransa ve İspanya’da, hem de Tanca’dan Akka ve Ayas’a kadar İslam aleminde yeniden bir şehir devletleri çağı yaşandı. Ragusa, Kotor, Selanik, hatta İzmir, Amasra, Samsun, Trabzon, Kefe gibi bin yıldan beri esamisi okunmayan yerler dahi bu dönemde canlandılar, fiilen bağımsız şehir devletleri görünümüne büründüler.
Şehir devletlerini bitiren şey, 16. yüzyıldan sonra Akdeniz ticaretinin tükenmesidir sanıyorum. 1450 ile 1500 arasında bir tarihte şehir devletlerinin çağı kapanır. Doğudakileri Memluk ile Osmanlı silindir gibi ezerler. İtalya’dakiler peyderpey yabancı krallıkların işbirliğiyle güçlenen yerel askeri şeflerin egemenliğine girer. Sonra Fransa, İspanya, Avusturya arasında pay edilir. Bir tek Venedik 1790’lara dek bir şekilde direnir.
Yani bu iş, hadi kuralım demekle olmuyor. Ekonomik — ve askeri — altyapısının olması lazım. Yoksa bağımsızlık ilan edersin, işte, Nişanyan’ın Şirince’de bayrak çekmesi gibi olur, o kadarla kalır.
Yeni bir aydınlanmanın temeli olabilir mi? Keşke olsa tabii, ama şimdilik olmayacak duaya amin demek gibi duruyor.