Sanat nasıl düştü
Pazar Sohbeti
15 Ocak 2023
0:00
0:00

metin

İyi sanatın bir turnusol kağıdı var mıdır yoksa tamamen sübjektif midir? Beethoven, Bela Bartok, Dave Brubeck, The Beatles ve Britney Spears arasında objektif, ilahi, intrinsic bir sıralama var mıdır?
Vardır. Kesinlikle vardır. Bir kere sübjektif yanlış kelime. Sanatın, iyi sanatın tamamen sübjektif olmadığı apaçık bir şey. Çünkü sanat bir iletişim biçimidir. Bir satıcısı bir de alıcısı vardır. Sanatın sanat olması için birinin bunu yapması, birilerinin de bunu beğenmesi ve kullanması ve hayatının bir parçası haline getirmesi lazım. Sübjektif bir şey olamaz çünkü karşılıklı mutabakat üzerinedir iletişim. İletişim olması için çok sayıda insanın ortak birtakım değerler üzerinde anlaşmış olması gerekir.
Şöyle düşünüyorum, bu doğru mudur bilmiyorum, fikir bu. Eğer sanatın temsil ettiği bu iletişim, profesyonel sanatçıların yanı sıra toplumun söz ve yetki sahibi kesimlerini, yönetici kadrolarını da içeriyorsa, yani parayı ve askeri yöneten insanlar da bu diyaloğa dahilse, toplumun kaderine hükmeden kadroların tümü bu iletişimin bir parçasıysa, karşılıklı olarak birbirlerini beğeniyor, birbirlerini eleştiriyor, birbirlerinden fikir çalıyor, birinin yaptığını diğeri taklit ediyor veya karşı çıkıyorsa, toplumun seçkin sınıflarının ortak kültürünün bir parçasıysa sanat... ve bunun yanısıra, kuvvetli bir geleneği varsa, yani kuşaktan kuşağa ve bölgeden bölgeye aktarılabiliyorsa sanat, ortak bir dili, ortak bir geleneği, ortak bir töresi varsa... o sanat iyi olur. Kaliteli olur. Zaman geçtikçe değerlenen nitelikte olur. Çok yönlü bir dünyaya sahip olan, otoritenin ne olduğunu bilen ve kullanan insanlar ortak bir dil oluşturuyorlarsa ve bu dili kuşaktan kuşağa aktararak geliştirme imkanları varsa o sanat sofistike bir sanat olur. Üzerinde çok kafa yorabileceğin, derinlikleri olan, farklı gelenekleri olan, hakkında çok şey bilmen gereken, ustalıkları karmaşık ve zengin olan bir sanat türü olur.
Eğer sanat sadece sanatçılar arasında konuşulan, sadece sanatçıların birbirleriyle konuşmasına izin veren, bunun dışındaki toplum kesimlerini içine almayan bir nitelikte ise, mesela Paris’in Montmartre sokaklarında hepsi birbirini tanıyan ve hepsi birbirinden etkilenen ve bunun dışındaki dünyaya “je m’en fous” diyen, umurumda bile değil diyen bir sanatçı zümresinin ürünü ise, sadece onların kendi aralarındaki iletişiminden ibaret ise, o sanatın çok iyi olmasına imkan yoktur. O sanat biraz otuzbir çekme niteliğinde bir sanattır. Kökleri toprağa inmez. Üretken değildir.
Bir diğer olasılık, eğer sanat, sadece profesyonel sanatkarlar tarafından cahil halk kalabalıklarına hitaben yapılıyorsa, yönetici zümreler arasında bir iletişim aracı olmaktan çıkıp ticari bir metaa dönüşmüşse, onun da iyi sanat olma ihtimali yoktur. Kalitesini düşürmek zorundadır, derinliğini azaltmak zorundadır, çok basit ve yüzeysel duygulara hitap etmek zorundadır, kolay anlaşılır ve kolay tüketilir olmak zorundadır. O zaman da işte pop sanatı elde ediyorsun.
Klasik sanattan modern sanata, oradan da Britney Spears’e geçiş böyle bir iniştir, aşağı inen bir güzergahtır. Adım adım düşmüş, düştükçe düşmüş.