Rüyaların sırrı ne
Pazar Sohbeti
3 Nisan 2022
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Gerçek çıkan rüyalarınız oldu mu? Sizin gibi materyalist birisi bazı rüyaların bire bir gerçekleşmesini nasıl yorumlar acaba?
İnsanların kendini kandırma yeteneğine yorar. Başkaca bir yorumun mümkün olduğunu düşünmez. Uyku araştırmaları konusunda son 20-25 yıldır bir hayli ilginç çalışmalar yapıldı. Bir ara bir iki kitap okuma fırsatını bulmuştum bu konuda. Rüyada anlamlı görünen öyküler veya imgeler nasıl oluşur konusunda daha önce benim aklıma gelmemiş olan çok mantıklı, çok basit bir cevap sunuyorlar.
Uyku çözümlenebilmiş bir hadise değil. Uykunun neden gerektiği ve uykunun anlamının ne olduğu konusunda çok sınırlı bilgimiz var. Uykuda öyle anlaşılıyor ki beynin algılama noktalarına birtakım random sinyaller gidiyor. Bunun herhangi bir mantığı veya tutarlığı varsa bilmiyoruz bunu. Bildiğimiz kadarıyla rastgele sinyaller gidiyor. İnsan kafası rastgele sinyallerden anlam çıkarma konusunda olağanüstü beceriklidir. Birtakım ipuçlarına sürekli sorular sorar ve bu soruların onlar tarafından cevaplanmasını bekler. Senin bilincinde mevcut olan kaygılar, sorular, alışkanlıklar, imgeler, beklentiler, umutlar, dikkatini çeken ayrıntılar, hafızanda hazır olarak mevcut bunlar. Rastgele sinyalleri büyük bir iştahla yorumlamaya, anlam yüklemeye çalışıyorsun. Ha, şimdi böyle bir görüntü geldi, demek ki babam beni sevmemiş gibisinden hızlı çıkarımlar yapma eğilimi göstermen işten bile değil.
Görsel yanılsamalar konusunda son yıllarda müthiş çalışmalar yapıldı. İnsanoğlunun ham görüntüleri yorumlarken nasıl sürekli ve sistemli olarak yanıldığı daha iyi anlaşıldı. Hani görsel testler vardır, dans eden kızın silüeti sağa mı dönüyor, sola mı dönüyor. Yahut Türkçede şaşı bak şaşır deniyor, stereogramlar. Televizyon ve sinema da bu yanılsamalar üzerine kurulu. Sabit fotoğraflar gösteriyorlar sana, sen onların hareket ettiğini zannediyorsun. İşte bu vizüel yanılsamaların bir türü olmalı rüyalar. Rastgele noktaları kafanda birleştirerek bir hareket, bir şekil oluşturuyorsun. Bu şekil gerçek hayatta senin zihnini yoran, zihninde mevcut olan bir öyküyü andırdığı için anlamlıymış zannediyorsun.
Bunun ötesinde rüyaların bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Freud’un rüya analizleri konusundaki çalışmalarının eski usul kocakarı masallarından öte bir değerini göremiyorum. Yıllar önce okudum Freud’un 1895-96’daki klinik çalışmalarını. O zamanlar ilginç gelmişti bana. Tekrar tekrar okuyunca fark ettim, bu adam saçmalıyor, mantık yok anlattıklarında. Çelişkileri çok bariz, çürütmesi çok kolay olan iddialarla karşına çıkıyor. 1895’te rüya tabirleriyle başlamış, sonra bakmış millet bunları afiyetle yiyor, uçmaya devam etmiş.