Peygamberler neden Orta Doğu’da çıkar
Pazar Sohbeti
9 Ekim 2022
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Peygamberler neden sadece Orta Doğu’da görünmüştür?
Dini mürşitler, yani Allah’tan haber getirdiğini iddia eden insanlar her kültürde vardır. Peygamber yahut nebi dediğimiz çeşidi ise spesifik olarak Yahudi milletine özgü bir olgu. Belli bir tarihi bağlamda ortaya çıkmış. Tevrat’ı dikkatli bir gözle okursanız gayet net bir şekilde izleyebilirsiniz.
Milattan önce dokuzuncu ya da sekizinci yüzyılda olmalı, Kudüs Tapınağı büyük önem kazanmış. Kraliyetle, yani siyasi iktidarla iç içe geçmiş. Tek tanrı, tek din, tek devlet, tek millet şiarını benimsemiş. Devletle din fazla iç içe geçtiğinde zaman mutlaka arıza çıkar. İşte peygamberler, o arızanın adıdır. Kralı azarlayan, rahip sınıfının para için Allah’ı sattığını iddia eden, sakal uzatıp elinde asayla çöle giden ve orada lanetler okuyan, kralı ve kraliçeyi azarlayan peygamberler türemiş. Tevrat’ın tarihle ilgili cüzlerinde bunların düzinelercesi anılır.
Hz. İsa peygamberlik iddia etmemiştir. Esasen o çağın peygamber adayı Yahya’dır. Yahya idam edilince halk İsa’yı onun halifesi olarak görme eğilimine girer. İsa’nın talebeleri ise bu eşleştirmeden rahatsız olup, şeyhlerinin gelmiş geçmiş tüm peygamberlerden üstün biri olduğuna kanaat getirirler.
Tevrat peygamberliğinin birinci şartı, peygamberin sünnetli olmasıdır. Yani Yahudi milletinden olması, İbrahim ve İshak soyundan olmasıdır. Dolayısıyla, Milattan sonra 7. yüzyılda, Arabistan’da Tevrat dili bilmeyen bir Arap peygamberlik davasına kalktığında insanlar inanmamış. Hadi canım sen nasıl peygambersin öyle demişler. Bu da üzmüş Hz. Muhammed’i. İki sözünün birinde, siz bana peygamber değilsin diyorsunuz ama yarın öbür gün kıyamet koptuğunda görürsünüz halinizi diyerek beddua okuma gereği duymuş — ki, aslına bakarsanız, bir zaaf söylemidir, hakiki peygamber neden sabah akşam peygamberliğini kanıtlama derdine düşsün, inanmayanlara neden o kadar lanet okusun? Sonradan sanırım daha akıllıca bir stratejide karar kılmış. Hz. İbrahim’in Tevrat’ta yazıldığı gibi küçük oğlu İshak’ı değil, büyük oğlu İsmail’i kurban ettiği tezini işlemiş. Çünkü İshak Yahudilerin atası, İsmail ise Arapların atası. Demek ki peygamberlik asıl bir Arapların hakkıdır diyor. Bir de satır arası sigorta maddesi ekliyor ki bu seri sonudur, benden sonra başkası gelmeyecek.