Osmanlı’da okur yazar oranı neydi
Pazar Sohbeti
4 Temmuz 2021
0:00
0:00

metin

Osmanlı’nın son döneminde okuryazarlık oranı neydi? O kadar da düşük değildi, Cumhuriyet rejimi az gösterdi deniyor. Ama ayrılan Balkan ülkelerindeki Müslüman nüfusta yüzde altı yedi gibi oranlar söz konusu imiş.
Cumhuriyet’in kuruluş döneminde ve öncesinde Müslüman nüfustaki okur yazarlık oranı konusunda sağlıklı veriler yok elimizde.
1927 yılındaki Cumhuriyet döneminin ilk sayımında %8-9 görünür okur yazar oranı. Kadınlarda oran %3 veya 4 gibi bir şey. Bu rakamlar sözlü anlatılarla da uyumludur. Buna karşılık Abdülhamit döneminde 1895 yılına ait ayrıntılı eğitim istatistikleri var ve o tarihte en azından kağıt üzerinde Müslüman nüfusun üçte ikisi gibi bir kısmı ilk mektep eğitimine kayıtlı görünüyor. İki, üç sene ilk mektebe giden bir çocuk okumayı yazmayı öğrenir. Dolayısıyla eğer 1895 istatistikleri doğruysa ki, ki bazı vilayetlerde rakamların şişirme olduğu belli, bazı vilayetlerde ise epey ayrıntılı bilgi var, okur yazarlık oranının bir hayli daha yüksek olması lazım. Şu faktörü de unutmayın, on yıl süren savaş döneminde, yani Balkan Harbiyle başlayıp 1923’e kadar süren dönemde eğitim sistemi çöktü, okullar kapandı, kimseye eğitim verilemedi. Genç erkek nüfusun çok büyük bir kısmı savaşta telef oldu. Dolayısıyla 1913 ile 1927 arasında okuryazarlık oranının düşmüş olması muhtemeldir. Ama ne kadar düşmüş, bilmek çok zor.
19. yüzyılda Osmanlı’nın gayrimüslim topluluklarının, özellikle de Ermenilerin müthiş bir eğitim seferberliğine girdiği bilinir. Hemen her köye okul kurmuşlar. Merkezi bir eğitim teşkilatı kurmaya çalışmışlar. Bunun bütçesini gönüllü katkılarla oluşturmuşlar. Ellerinde devlet yok, devlet gibi vergi toplama imkanları yok. Vakıf gelirleriyle, gönüllü katkılarla, zenginlerden iane toplayarak şöyle böyle toplamışlar parayı. Ayrıntılı yıllık raporları var. Anadolu’daki şu kadar yüz tane köy okulunun her birine ne kadar bütçe ayrıldı, kaç para gönderildi, kaç öğretmen çalışıyor, maaşları kaç paradır, kaç öğrenci var, devamsızlık oranları nedir, yıldan yıla rapor yayınlamışlar ve kuvvetli bir eğitim vermişler. Biraz bu konulara meraklıysanız fark edersiniz, 1890’larda, 1900’lerde en ücra köydeki en mütevazi ailenin kadınları bile inci gibi yazıyla Ermenice mektup yazarlar. Şaşırtıcı bir şeydir bu. Demek ki bayağı bir sağlam eğitim altyapısı kurmayı başarmışlar.
Osmanlı Müslümanlarının böyle bir ilgisi veya kaygısı veya teşkilatı olmamış. Devlet eliyle verebildikleri kadar eğitim vermişler. İlk öğretim biliyorsunuz devletin kontrolünde değildir Osmanlı’da, yereldir, vakıf geliriyle yürür. Cami mektebidir. İki yüz sene önce bir adamın vakfettiği iki tane dükkan, üç tane tarlanın geliriyle taş mektep işletilir, bir hoca bulunur. Kız erkek karışık olarak genellikle iki-üç yıllık mektep eğitimi verilir. Osmanlı’nın kara düzeni budur. Bu teşkilat bir hayli yaygın görünüyor. Yani Osmanlı Devletinin kayıtlarına bakarsan her kasabada taş mektep var, her mahallede var, köylerin de birçoğunda var görünüyor. Ve bunlar okuma yazmayı bile öğretememişse nedir bu işin aslı? Bilmiyorum, fakat okuryazarlık oranının 1913 öncesinde yüzde on veya on beşten bir miktar daha yüksek olması lazım diye düşünüyorum.