Ofansif mizah nefret suçu mudur
Pazar Sohbeti
22 Mart 2020
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Hocam, ofansif mizah ifade özgürlüğü çerçevesinde midir? Geçen gün Aleviler hakkında saçma sapan bir video yapan bir kızı rezil ettiler, linç ettiler, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Şu temel ayırımı insanlar bir türlü kavramak istemiyorlar ve en aklı başında gördüğün insanlarda bile bu konuda büyük bir kafa karışıklığı var. Özgürlüklerin sınırı başkalarının hak ve özgürlükleridir. İncinmemek hakkı diye bir hak yoktur. İfade özgürlüğünün sınırı, başkalarının benim söylemimden dolayı bilfiil ve ciddi surette zarar görmesidir, ya da ciddi surette zarar görmesine doğrudan doğruya yol açacak koşulların yaratılmasıdır. Evet, bazı söylemler, bazı koşullarda, belirli kişi ve zümrelerin en temel haklarının tehlikeye girmesi sonucunu doğurur. Örneğin Almanya’da 1930’larda Nazilerin Yahudi karşıtı söylemi kalabalıkları galeyana getirmiştir. Kalabalıkların baskısı altında toplumun önemlice bir kesiminin can güvenliğini, mal güvenliğini, yaşam güvenliğini, korkusuz yaşama özgürlüğünü kaybetmesi sonucunu doğurmuştur.
Aynı şekilde Türkiye’de Alevilere karşı korkunç ifade suçları işlenmiştir. Camilerde vaaz verilmiştir. Kalkın ey ehli vatan diyerek insanlar linçe teşvik edilmiştir. Türkiye’de 1940’larda, 50’lerde, 60’larda, 70’lerde Gayrimüslim azınlıklar aleyhine devlet eliyle ve Türk toplumunun oy birliğiyle korkunç kampanyalar düzenlenmiştir. Bu insanların hayatlarını mahvedecek, kişisel ve kitlesel yıkımlara ve ölümlere yol açacak, ailelerin dağılmasına yol açacak eylemlerde bulunulmuştur. İfade özgürlüğünün sınırı işte budur. İfade özgürlüğü başka birilerinin özgürlüğünü doğrudan, gözle görülür bir şekilde, yani makul bir insanın algılayabileceği bir şekilde zedediyorsa veya tehlikeye sokuyorsa bunun önlenmesi gerekir.
Bu kızcağızın kalkıp saçma bir video yapması Türkiye’de Alevileri herhangi bir şekilde bir tehdit altına sokmamıştır. Sadece gülüp geçilmiştir. Belki tam tersine, bir ihtimalle Alevilere bir milim dahi olsa daha fazla sempati duyulmasına yol açmıştır. Dolayısıyla tamamıyla ve yüzde yüz oranında yasayla korunması gereken ifade özgürlüğünün sınırları içindedir.
Türkiye’de grupları şeytanlaştıran, onlara yaşamı zehir eden, onları aşağılayan ve onların yasalar karşısındaki eşitliğini ve adalete ulaşma imkanını ortadan kaldıran o kadar çok söylem var ki, herhangi bir gazeteyi alın, birinci sayfasına bakın en azından beş tane bulursunuz. Onun için kendine solcu diyen zevzeklerin kalkıp Pınar Hanım’ı linç etmeye kalkışmasını ben sakıncalı ve ahmakça bir tavır olarak görüyorum. Esas linç onların yaptığıdır. Kızın hayatını kaydırdılar, tarifsiz sıkıntılara soktular. Bence iyi bir hukuk sisteminde o kişilerden bundan dolayı hesap sorulması gerekir.
....
Mizahın sınırı var mıdır sizce? İki tür, bir, hukuki sınırı var mıdır, iki, zevkler ve kalite açısından bir sınırı var mıdır?
İkisi de vardır tabii ki. Hukuki sınırı demin konuştuğumuz konudur. Başkalarının haklarıdır. Başkalarının temel hak ve özgürlüklerini, can güvenliğini, mal güvenliğini, onurunu ve yaşamını sürdürme imkanlarını ortadan kaldıran, onların zarar görmesine yol açan ifadelerin yasa güvencesi altında olması düşünülemez. İfade özgürlüğü sınırsızdır diyen insanlara katiyen kanmayın. Bu tür abartılı iddialar ifade özgürlüğü davasına her zaman zarar vermiştir.
Diğerine gelince, en ofansif mizah, en absürt tüyler ürpertici mizah bile komikse eğer, zeka ürünü ise, güzel bir şeydir. Usturubunu bildikten sonra her şeyle dalga geçilebilir. Hiçbir değer nihai olarak insan aklından ve insan yaratıcılığından daha kutsal değildir. O yüzden geniş tutmak gerekir mizahın sınırlarını.
İnsanlar inançlarına saygılı olmazsanız onlar da sizin düşüncelerinize saygılı olmazlar demişiniz. Eğer kastettiğiniz şey günümüzün Müslümanları gibi bir kesimlerse, ya da Vatan Millet Sakaryacıların inançları gibi inançlarsa, bu inançlar zaten temelden, kökten, birinci günden itibaren başkalarına hakaret etmek üzere kurulu. Müslüman kurumları ve şahısları günde 24 saat, haftanın 7 günü durmadan hakaret etmekle meşguller. Kendilerinki dışında hiçbir inanca en ufak saygıları yok. Bunlara cevap vermek yalnızca bir hak değildir, aynı zamanda bir ödevdir. Onun dışında, insanlara saygın yoksa elbette onların da sana saygısı olmaz, doğal bir şey. Fakat illa herkes bana saygı gösterecek diye de bir şey yok ki? Haklarıma saygı göstersin yeter.
Önemli olan haklardır, hukuktur. Gelip kapıma zorla dayansa ya da kapımdan içeriye operlörle günde beş defa bağırsa bu tecavüzdür. Tecavüz hak değildir. Saygısızlık başka bir şey. Dese ki Sevan cahildir, bütün Ermeniler de onun gibi gerizekaldır, kendi fikri bu. Bu görüşünü savunabilir istediği ortamda. Yeter ki bana direkt bir zararı olmasın. Yeter ki benim temel haklarımı zedelemesin.