Neoliberalizm neye yaradı, niye bitti
Pazar Sohbeti
6 Eylül 2020
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Reagan ve Thatcher’ın ve onların Türkiye’deki şubesi olan Özal’ın Neoliberal politikaları için ne düşünüyorsunuz? İçinde yaşadığımız çıkmazların temelinde onlar yok mu?
İkircikli bir cevap vereyim. Hem öyle hem böyle.
Reagan Thatcher’in yolunu izledi. Thatcher’dır esas büyük devrimci. Kaçınılmaz olan bir şeyi yaptılar. Başka çıkış yolları yoktu. Çünkü 1945’ten sonra Batı ülkelerinde kurulan düzen sürdürülemeyecek noktaya gelmişti. Sosyal devlet, sosyal güvenlik, sosyalist bir düzen içinde belli serbestlik alanı tanınmış bir kapitalizm diye tanımlayabileceğimiz bir yapıydı bu. Hedef, toplumu tamamen homojenleştirmekti. Yani fakirliği tasfiye etmek, zenginleri aşırı derecede vergilendirerek bütün toplumu bir orta sınıf toplumuna doğru gitgide daraltmak.
Bu politikalar devletleri iflas noktasına getirdi. Bundan öte, Batının ölümüne yol açma eğilimi göstermeye başladı. 1970’li yıllarda, özellikle 73-74’ten sonra Batı dünyası ciddi bir ekonomik krize girdi. Toplumsal durgunluk belirtileri göstermeye başladı. Bunun üzerine aklı başında pek çok insan şunu düşündü: Parasal politikalarla zenginin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Yatırım teşvik edilmelidir. Vergi yükünü zenginlere bindirmek, ya da zenginden daha çok vergi alalım fakirden daha az vergi alalım politikası, iflasla sonuçlanır. Çünkü zenginin geliri ile fakirin gelirinin topluma potansiyel faydası aynı değildir. Birileri artı değer yaratacak, para biriktirecek, servet oluşturacak ki bununla yatırımlar yapılabilsin. Toplum bir adım ileriye gidebilsin. Herkes eşitlenirse belki kısa bir süre herkes rahat eder. Bir süre tüketim toplumunun nimetlerinden güzelce yararlanır. Sonra hep beraber aç kalırız. Çünkü üretim olmadan tüketim hayaldir. Üretim için yatırım gerekir, yatırım için de birikmiş para lazım. Bırak biriktirsinler. Bu mantıkla yeni politikalar getirildi 1980’lerde.
1980’lerden itibaren de Batı dünyasının yüzü radikal bir şekilde değişti. İlk başlarda bunlar olumlu olarak görülen değişikliklerdi. Özellikle küçük yatırımcı sayısında, küçük işletmeci sayısında dehşetli bir patlama yaşandı. Şehirler kafe, bar, restoran doldu. Dağlar tepeler butik otelle doldu. Tüketici mallarının bolluk ve çeşitliliğinde bir patlama yaşandı. Sonra neoliberal sistemin de falsoları görülmeye başlandı. Birincisi servetin şiddetle ayrışmasıydı. Yani toplumda zenginle fakir arasındaki uçurumun büyümesi. İkincisi, serbest ticaret sonucunda yatırımların fakir ülkelere kayması ve dolayısıyla zengin ülkelerin dezendüstrializasyonu — sanayilerini, istihdam alanlarını kaybetmeleri. Dolayısıyla işçi sınıflarının, ona bağlı olarak orta sınıflarının fakirleşmesi. İşlevsizleşmesi.
Sonra bir başka şey görüldü. Modern dünyada servet biriktiği zaman yatırıma gitmiyor, lüks tüketime yöneliyor. 1940’ların, 50’lerde tipik olan, kişisel yaşamında sade ve cimri olup bütün gelirini ailesinin ve çocuklarının geleceği için işletmeye kanalize eden kapitalist modelinin çağdaş dünyada geçerliği kalmadığı görüldü. İnsanlar bu çağda para kazanınca çocuklarına iş kurmayı düşünmüyorlar, kendilerine özel jet almayı düşünüyorlar, çeyrek milyon dolara Antaktika tatiline gitmeyi düşünüyorlar, tüketmeyi ve harcamayı düşünüyorlar. Dolayısıyla ekonominin yapısında bir deformasyon oluşuyor. Git gide lüks tüketime yönelik girişimler artıyor, pahalı restoran sayısı artıyor, gayrimenkul fiyatları ve kiralar uçuk noktalara varmaya başlıyor. Gayrimenkul fiyatları kontrol edilemez bir şekilde arttığı için, şehirlerde yaşamak gitgide zorlaşıyor. Pek çok zorlukla karşılaşmaya başladı sistem. Ve günümüzde yaklaşık 40 yıllık bir deneyimin sonunda neoliberal ekonomi sistemi çökmüş görünüyor. Meşruiyetini kaybetmiş, toplumda düşünen sınıfların hemen hemen oy birliğiyle reddedilmiş görünüyor.
Bu demek değil ki 1980’de yanlıştı. Yani siyah beyaz, slogan olarak düşünmeyin hadiseyi. 1970’lerin problemlerinin çözümü olarak bir şeyler yürürlüğe konuldu. O şeylerin getirdiği yeni problemlerle şimdi karşı karşıyayız. Bunun birtakım çözümlerinin bulunması lazım.
Nedir o çözümler, onu bilmiyorum.