Neden otorite sevmiyorum
Pazar Sohbeti
21 Şubat 2021
0:00
0:00

metin

Devlet karşıtı fikirleriniz yaşantılarınızdan mı, okuduklarınızdan mı besleniyor?
Kısmen yaşantılarımdan besleniyor tabii. Şirince’de devletin ahmaklık duvarına karşı verdiğim mücadele bana çok şey öğretti. Fakat ona gelmeden önce, okul yıllarımda Türkiye’de yaşadıklarım, bir Ermeni olarak Türkiye’de yaşadıklarım bana çok şey öğrettiler. Devleti temsil edenlere her zaman kuşku ve güvensizlikle bakmayı öğrettiler. Sıra Şirince mücadelelerine gelince, tabii birazcık tavuk ve yumurta hadisesi var. Devlete karşı içgüdüselleşmiş tepkim olmasa devletle çatışma ihtimalim de daha düşük olurdu belki, kim bilir?
Okuduklarımın etkisi var mıdır? Sanmıyorum. Dolaylı bir anlamda vardır belki. Devlet karşıtı bir şeyler okuduğumdan değil. Sonuç olarak Bakunin de okumadım, Ayn Rand da okumadım. Ama genel olarak çok okuyunca, insanın devletin beyinsiz otoritesine kuzu kuzu boyun eğme güdüsü hasara uğruyor. Bu da yine aynı tırmanma döngüsüne yol açıyor. Sen kuzu kuzu boyun eğmeyince onların inadı artıyor, onların inadı artınca sen büsbütün bileniyorsun.
Üçüncü bir boyutu da var işin. Doğuştan gelen bir şey, bir karakter sorunu. Çok küçük yaştayken çıktı ortaya ki otoriteye tahammülüm yok. Daha doğrusu o da tam doğru değil, dürüst olmadığını ya da rasyonel olmadığını düşündüğüm otoriteye tahammülüm yok. Anaokulunda, ki iki yıl anaokuluna gittim ben, demek ki 4 veya 5 yaşında olmalıyım, sınıfa yalan konuştuğunu düşündüğüm öğretmeni cetvelle dövmeye kalkmışım. Efsane gibi anlatılır. İlkokul üçteyken değerli bir hocamız vardı, hem ailece de tanıştığımız biriydi. Anneme babama gitti, dehşet içinde, bu çocuk problem olacak, çok büyük problem olacak çünkü mümkün değil, laf anlatamıyorsun, dedi. Burada bir öğretmen-öğrenci ilişkisi olduğunu kavrayamıyor. O zamanlardan başlamıştı bu iş, öyle devam etti.
İrrasyonel otorite, yani mantık silsilesine oturmayan, çıkarımları yanlış olan, çıkarım yapmayı bilmeyen insanların otoritesi, tahammül edemeyeceğim kadar rahatsız edici geliyor bana eskiden beri. Devletle ilgili problem de o. Hayatımda zaman zaman saygı duyduğum otoriteler oldu. Aklına ve bilgisine saygı duyduğum insanlarla normal bir ilişki içine girebildim, benden üstün pozisyonda oldukları halde. Lisede çok iyi bir iki öğretmenimiz vardı, Amerikalı. Onların sınıfta bana bakıp bir kaşını kaldırması, yahut ayıplayıcı bir şey söylemesi beni yerin dibine batırmıştır. Lisedeyken bana gazete yöneticiliğini öğreten bir abim oldu, daha sonra bir iki iyi editörüm oldu. Üniversitede dehşetli iyi hocalarım oldu. Onlarla da gerektiğinde kavga ettim, ama saygıda kusur etmedim. Onlardan çok şey öğrendim. Buna karşılık aptal olduğuna kanaat getirdiğim insanların otoritesini taşıyamıyorum. Çıldırtıyor beni. Bu da bir tür zaaf zannediyorum.