Nasturiler kimdir
Pazar Sohbeti (Düzenlenmiş)
27 Aralık 2020
0:00
0:00

metin

İlber Ortaylı, Nestoriler için Kürt demişti. Siz ise Süryanicenin bir lehçesini konuştuklarını söylemiştiniz. Peki Nestoriler Kürt mü?
Nasturilik yahut Nestoryenlik, Hristiyanlığın bir mezhebidir. 5. yüzyılda Hristiyanlığın ana gövdesinden ayrıldı. Sonra bir müddet İslam öncesi İran’ın resmi veya yarı-resmi Hristiyanlık yorumu haline geldi. İran kültürünün etkili olduğu sahalarda etkinlik kazandı. Arabistan’da, Hindistan’da, Orta Asya’da, hatta Çin’de Nasturi cemaatleri ortaya çıktı. Sonra İslam egemenliği ile birlikte bunlar peyderpey söndüler. Halen Hindistan’ın güneyinde, Kerala eyaletinde, büyük bir Nasturi Hristiyan nüfusu var.
Orta Doğudaki Nasturiler ise kadim Süryani geleneğinin bir parçası olarak bugüne geldiler. Eski kültürleri Süryani kültürüdür. Bir kısmı halen Süryanicenin yahut diğer deyimiyle Aramicenin Doğu lehçesini konuşurlar. Kilise metinleri bu dildedir. Törenleri, kişi adları bu dildedir. Yaşam alanları Kuzey Irak ile Türkiye’nin güneydoğu köşesidir. Tam söylemek gerekirse, İslam fetihlerinden önce İran ile Bizans’ın sınırını oluşturan hattın İran tarafıdır. O hat Dicle Nehrinden ve Cizre’den geçer. O sınırın doğusunda kalan Osmanlı diyarında 20. yüzyıl başına dek epeyce Nasturi ve Keldani nüfus vardı. 1923’ten sonra Türkiye’de kalmadı, Irak’ta bir miktar kaldı. Onlar da son Irak savaşlarından sonra büyük oranda tükendiler.
Türkiye’de esas Nasturi olarak adlandırılan topluluk eski Hakkari sancağında önemli bir nüfus oranına sahipti. 19. yüzyılın ilk yarısında sanıyorum %20 ila 30 gibi bir orandaydılar. Bir Kürt beyliği olan Hakkari beyliğine tabi idiler. Dolayısıyla bir üst kültür olarak Kürt feodal kültürünün birçok yönlerini benimsemiş idiler. Aynı zamanda bir siyasi oluşum olarak Hakkari beyliğinin önemli dayanaklarından biri idiler. O zamanki Hakkari sancağı bugünkü Hakkari iliyle sınırlı değil, Başkale’yi ve Şırnak’ın Uludere ve Beytüşşebap ilçelerini de kapsar. 1840’lı yıllarda Hakkari Beyi ile Nasturi aşiretlerinin arası açıldı, Nasturiler ağır bir darbe yediler. Bir kısmı dağıldı, çevre illere göçtü. Bir kısmı Müslüman olup Kürtleşti. Geri kalanlar da Birinci Dünya Savaşı esnasında ve onu izleyen yıllarda Türk hükümeti tarafından temizlendi. Geriye bir şey kalmadı.
19. yüzyılda Hakkari Nasturilerinin günlük konuşma dilinin Kürtçe olduğu kaydediliyor. Papaz zümresi Doğu Süryaniceyi bilirmiş. 20. yüzyıl başlarına doğru gençler arasında Süryanice bilgisini yaymak için bir çaba gösterildiği ve kısmen başarılı olunduğu anlaşılıyor. Başkale ve Hakkari merkezde, Yüksekova’da, Beytüşşebap’ta Nasturiler Kürt aşiretlerine, özellikle de Ertoşilere tabi idiler. Çukurca tarafında ise iki ayrı bölgede müstakil aşiret olarak yaşayan Nasturiler vardı. Bu bölgelerden biri şimdiki Türkiye-Irak sınırı üzerinde olan Tiyari, diğeri bunun kuzeyinde Txuma veya Txub vadisidir. Bu bölgelerdeki de fakto bağımsız Nasturi egemenliği 1843 ve 1846’da Hakkari Beyi Nureddin Bey tarafından tahrip edildi.
Nasturilerin dini önderi olan zat-ı muhterem, Hakkari kentinin sırtında ulaşılmaz bir yerde olan Kuçanis isimli köyde ikamet ederdi. Kuçanis’in yeni adı Konaklı olmuş. İki bin metre irtifada, dehşetli bir uçurumun kenarında, kuş uçmaz kervan geçmez, ulaşılmaz bir yerde tarihi bir köy. Bin yıllık gibi görünen bir kilisesi var. Yıkmak için ellerinden geleni yapmışlar. Fakat ben ziyaret ettiğimde, yaklaşık yirmi yıl oluyor, henüz yıkılmamıştı. Son Nasturi patriği oradan 1915’te ayrılmış. Şimdiki patrik sanırım Chicago banliyölerinde bir yerde oturuyor.
Nasturilerin bir bölümü 16. yüzyılda Avrupalılara kanıp Katolik kilisesinin egemenliğini tanımışlar. Daha doğrusu 16. yüzyılda hepsi papaya biat etmiş, ancak yüz yıl kadar sonra patrik efendi isyan edip Kuçanis’e çekilmiş, Katoliklerle yolunu ayırmış. Katolik yolunda kalan Nasturilere genellikle Keldani adı veriliyor. Daha çok Musul, Nusaybin, Siirt gibi şehirlik yerlerdeki cemaatler Keldani olmuşlar. Benim bildiğim en son Diyarbakır ve İstanbul’da birkaç hane kalmışlardı. Şimdi ne kalmıştır bilmem. Kuzey Irak’ta epey bir cemaatleri varmış diye duydum.
Midyat ve Mardin’deki öbür Süryaniler bambaşka bir cemaat, başka bir mezhep. Onlar Batı Süryanicesi ve Arapça konuşurlar. Mezhepleri de Nasturilerinkinin taban tabana zıddıdır. Sayıca çok daha kalabalık, modern dünyaya daha fazla intibak etmiş bir topluluktur.