Mülteci sorunu nasıl çözülür
Pazar Sohbeti
18 Haziran 2023
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Ermenistan’da mülteci yığılması olsaydı destekler miydiniz?
Mülteci yığılmasını desteklediğim fikrine nereden kapıldınız, bilemedim. Bu konudaki görüşlerimi tekrar tekrar anlattım size. Özellikle Samos’ta olduğum dönemde çok net ve kuvvetli bir şekilde gözlemledim. Samos halkı 2015’te ilk mülteciler geldiğinde, canla başla evlerini açtılar, kucaklarını açtılar, yataklarını açtılar, insanlara yardımcı oldular. Sonra adım adım bu değişti ve bir düşmanlık noktasına geldi. Samos’ta bugün sağcı, solcu, komünist, milliyetçi, enternasyonalci, yerli, yabancı herhangi birine mülteciler hakkında olumlu bir şey söylersen en azından dostuğunu kaybedersin, şansın yoksa dayak yersin. Öyle bir noktaya geldi iş.
Bunun psikolojisini anladığımı sanıyorum. Hayır, mülteciler suç işledi, kötü davrandı, kötü koktu diye değil. Öyle rasyonalize ediliyor, münferit kötü örnekler gerekçe gösterilerek düşmanlık meşrulaştırılıyor. Fakat asıl neden o değil. Yani bu insanlar melek de olsa gene bu noktaya gelinecekti, kanat çırpıyorlar, tüy dökülüyor diye şikayet edecekti insanlar. Bir toplum bu çapta bir istilaya uğradığı zaman tepki gösterir. Kendi yaşam tarzı, alışkanlıkları, töreleri bu derece tehdit altına girdiğinde tepki, ırkçılık şeklinde dışa vurur. Bu evrensel bir şeydir. Dünyanın her yerinde böyledir. Fransa’da da var, İngiltere’de de var, Türkiye’de de var. Anlaşılır bir şey, haklı bir şey.
Öte yandan bir de gerçekler var. Gerçek şudur: Bu gelmiş olan insanları geri atamazsın, püskürtemezsin. Mümkün değil, tarihte olmamış böyle bir şey. 1863’te Çerkesler geldi, kaldı. 1071’de Türkler geldi, kaldı. 1600’lerde doğudan Ermeniler İstanbul’u istila etti, kaldı. 1993’ten sonra Kürtler Batıya geldi, kaldı. Birkaç kuşak içinde yerli oldular veya olacaklar. Keşke olmasaydı demenin bir anlamı yok. Oldu. Şimdi yapılması gereken, biz bunları en zararsız şekilde nasıl nasıl entegre ederiz, bu toplumun bir parçası haline getiririz. Bunlar da insan sonuç olarak, onların çocukları doğdu, iş kurdular, alışkanlıklar edindiler, mal mülk edindiler, komşunun oğluna aşık oldular. Bunlara optimum koşullarda, bize de zararını minimize edecek şekilde bir yaşam altyapısı nasıl kurarız? Rasyonel yönetilen bir toplum, ahlaklı bir toplum bunu düşünür. Şimdi ne halt yiyeceğiz?
Bunları asalım keselim, kızlarımıza tecavüz ediyorlar, suç işliyorlar, kadınlarımızı ellerimizden alacaklar diyenlerin hepsi demagogtur ve ahlaksızdır. Klasik bir siyasi tekniktir, toplumda nefreti körükleyerek popülerlik devşirmek. Asıl topluma zararlı olan insanlar bunlardır. Esas onların imha edilmesi veya Suriye’ye gönderilmesi lazım. Öbürlerini ise, bunun bir hayatın bir gerçeği olduğunu kabul edip şimdi ne yapmalıyız sorusunu sormalıyız.
Gerçeklerle yüzleşecek olgunluğa sahip olmak lazım.