Mısır nasıl battı
Pazar Sohbeti
31 Ocak 2021
0:00
0:00
metin
Mısır’ın kalkınma ve modernleşme durumunu nasıl görüyorsunuz? Sizce Cemal Abdünnasır’ın refomları ülkenin kalkınmasına hizmet etmiş midir?
Mısır’da Cemal Abdünnasır öncülüğünde devrimci subaylar 1952 ile 1954 arasında zamana yayılmış bir darbeyle kraliyeti devirip iktidarı ele geçirdiler. Ve ülkenin içine ettiler. Sefil koşullarda yaşayan büyük bir yoksul fellah sınıfı vardı Mısır’ın. Onları kalkındıracağız vaadiyle geldiler. Bu vaadi yerine getiremediler. Mısır nüfusu çılgınca arttı. 19. yüzyıl ortalarında 5 milyon olan nüfus şu anda 120 milyon diyorlar, öyle bir noktaya vardı.
Sosyalizm olacak, halka bedava eğitim vereceğiz, sağlık vereceğiz, ekmek vereceğiz, eğlence vereceğiz derken, tüketime yönelik politikaların tipik sonucuyla karşılaştılar. Eline geçen parayı hayatta iki türlü değerlendirebilirsin. Ya halkımız aç kalmasın diye halka dağıtırsın. Herkes bayram eder. Olası devrimci potansiyeli de sönümlemiş olursun o arada. Halk, Allah razı olsun bizi yönetenlerden diyerek temenna eder, Nasır’ın adını Peygamberle beraber anar. Fakat yatırım yapılmadığı için ülke kısa bir süre sonra tıkanır, üretim yapamaz hale gelir. Çöker. Çünkü yatırım yapmazsan, yani gelirin bir bölümünü tüketiciden, halktan, işçi sınıfından kısıp bir yerde biriktirmezsen, yatırıma yönlendirmezsen, üretim bir süre sonra durur. Sefil olursun.
Mısır’da bugün böyle bir sefalet tablosu görüyoruz. Altyapı bitmiş. Ulaşım, sağlık, konut, eğitim, kültür Allah’a emanet. Milyonlarca işe yaramaz devlet memuru, boş vakitlerini çay içerek ve dilenerek değerlendiriyor. Eğitimli kesim gitgide sıkışmış, umumi yozluğa ayak uydurup nemalanmak ile yurt dışına göçmek arasında seçime zorlanıyor.
İster istemez İran’la kıyasladım. İran ve Mısır benzer tarihi geçmişlerden gelen iki ülke. Hatta diyebiliriz ki, doğal avantajlarından ötürü Mısır 20. yüzyıl başında hala nispeten zengin bir yerdi, İran ise az gelişmişlik liglerinin dibinde oynuyordu. İran’da bugün böyle bir sefalet görmüyorsun. Hiçbir şekilde yok. Şehirlerde mezbelelik, pislik, çöp, yıkıntı, toz, duman içindeki yerleri iyi kötü temizlemişler. Bütün İran toplumuna bir orta-altı sınıf yaşantısını sağlamayı başarmış İran’daki rejim. Mısır’da ise... kim öle kim kala.
Dolayısıyla egemen medyada sürekli olarak pompalanan söylem, İran’da aşağılık bir molla rejimi, Mısır’da ise demokratik yoldan kalkınan ülke paradigması bir gerçeğe tekabül etmiyor. İki ülkenin yoksul halkına soracak olursan hangisi daha iyi diye, gülerler diye tahmin ediyorum. Arada bir uçurum var İran lehine.