Medine Müdafii Fahrettin Paşa kimdi
Pazar Sohbeti
9 Ocak 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Birinci Dünya Savaşı’ndaki Medine savunmasını anlatır mısınız?
Birinci Dünya Savaşı’nın ortalarında, 1916 yılında Arabistan’da Mekke Şerifi Osmanlı egemenliğine isyan etti. İngilizlerin de desteğiyle Arabistan Yarımadası’nı büyük bir hızla ele geçirdi. Tren yollarını kestiler, limanları ele geçirdiler ve Arabistan’dan başlayıp Ürdün’e ve Suriye’ye doğru yürüyen bir sel halinde yeni bir Arabistan kurma sürecine girdiler. Fakat Medine’de Fahrettin Paşa komutasındaki Osmanlı garnizonu bütün Arabistan düştükten sonra da direnmeye devam etti. Büyük zorluklara ve sıkıntılara rağmen, elindeki sınırlı kuvvetle kenti kuşatan Arap seline karşı inatla ve kahramanca ayakta durdu. Osmanlı Devleti 30 Ekim 1918’de yenilgiyi kabul edip silah bıraktığında Fahrettin Paşa, ölürüm de Medine’yi bırakmam tavrına girip direnişi sürdürdü. Ne kadardır süre? Yanılmıyorsam iki buçuk ay kadar, Ocak 1919’a kadardır. Sonunda İngilizler Osmanlı hükümetine bir ültimatom verdiler, derhal teslim olmazsa Mondros ateşkesini iptal ediyoruz diye. Kesik olan telgraf hatlarını da açtılar, hükümet Paşa ile haberleşebilsin diye. Devletin başına büyük badire açıyorsun, bırak artık inadı diyerek ikna ettiler. Teslim oldu, Malta’ya sürgüne gönderildi, oradan bir şekilde kaçıp Ankara hükümetine iltihak etti. Fransızlara karşı Antep cephesini yönetti. Daha sonra Afganistan büyükelçisi oldu. Sanırım İngilizlere karşı bir Asya ittifakı kurmaktı görevi.
Nasıl biri olduğu, Medine’deki fotoğraflarından ve yazışmalarından çok net anlaşılıyor. Büyük bir şovmen. Yakışıklı. Kayser II. Wilhelm hayranı. Garnizondaki tüm Türk subayları, her biri birbirinden fantastik Kaiser Wilhelm bıyıkları yapmışlar. Aynı zamanda zannediyorum 19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başı İngiliz kolonyal kültürüne özenmişler. Öncü ve yönetici olarak geldikleri derin Arabistan’da, Arap kültürüne veya kıyafetine asla taviz vermemişler. Kara Afrika’da Avrupalı koloni subayı romansını yaşamışlar.
İki oğlu da general oldu. 27 Mayıs darbesinden sonra, sanırım NATO düzenine ayak uyduramayan askerler faslından tasfiye edildiler. 1963’te Talat Aydemir darbelerinin başlıca organizatörleri arasındaydılar. Muhtemelen babalarının yüzü suyu hürmetine kısa süreli hapis cezalarıyla kurtuldular. 1985’te biriyle tanışma ve evine davet edilme onuruna kavuştum. Oğluyla, yani Fahrettin Paşa’nın torunuyla bir arkadaşlığımız vardı. Bizim Osman Kavala da onlarla bir şekilde akrabadır.