Medeniyet bugün nerelerde
Pazar Sohbeti
15 Ocak 2023
0:00
0:00

metin

Size göre en medeni beş ülkeyi sayar mısınız?
Bunu yüz yıl önce bana sorsaydınız, sorunun cevabı son derece netti. Hadi diyelim 110 yıl önce. Batı Avrupa ülkeleri medeniyetin adeta tanımını oluşturmuşlardı 500 yıldan beri. Sivilizasyon kavramını ortaya atmışlardı, daha önce olmayan bir kavram. İnsanlar arası işbirliğinin koşullarını hazırlayarak hayatı güzelleştiren, zenginleştiren, insanın özgürlük alanlarını büyüten ve dünyaya kalıcı birtakım eserler, birtakım güzellikler kazandıran bir örgütlenme biçimi ise eğer medeniyet, 1900 yılında İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Avusturya dünyanın açık farkla en medeni ülkeleriydi.
Bugün için bunu söyleyemiyoruz artık. Bu ülkelerde medeniyet kısıtlandı, daraltıldı, yaratıcılığını ve üretkenliğini kaybetti, çözümler bulma yeteneğini yitirdi. Gitgide çapsız, gitgide ahlaksız, gitgide cahil insanların, karınca gibi üreyen, çekirge afeti gibi ülkeleri saran beyinsiz ve ahlaksız kadroların eline bırakıldı. İnsanlar üremeyi bıraktılar. Genç kuşakların sayısı ve etkinliği gitgide azaldı, gitgide yaşlanan, gitgide tüm yaşlı insanlar gibi dar kalıplar içine sıkışmış, geçmişini anmaktan başka hayatta bir hobisi olmayan, ileriye dair bir vizyonu olmayan kuşakların elinde kaldı Avrupa dünyası.
Avrupa’da eski mirastan kalan birçok güzellik var hala, birçok medeniyet belirtisi var. Gayet kibar ve gayet kültürlü insanlar hala var. Aradığında bulabiliyorsun onları. Avrupa’nın köy, kasaba ve şehirleri, eski olanları, son yüz yıldan önce yapılmış olanları, açık farkla hala dünyanın en güzel köy, kasaba ve şehirleri. Önemsiz bir şey değil bu. Güzel bir mekan görmek ve güzel bir mekanda yaşamak bir insanın yaşamına değer katan bir şeydir, medeniyetin bir tezahürüdür, bir değerdir. Şu anlamsız hayatta üzerinde durulmaya değer bir varlıktır.
Kişi kalitesi açısından şunu kıyaslayacağım. Rus insanlarla bir hayli tanıştım, tanışıyorum. Her açıdan, yani nezaket, insancıllık, söyleyecek bir sözü olma, dürüstlük, içtenlik ve fiziksel güzellik açısından tek geçerim. Dünyanın sayılı güzel insanları ve hele ABD ortalaması ile kıyasladığında açık farkla önde. Amerika’da da çok kaliteli insanlar var sonuç olarak da, yüz tane bir çıkıyor. Ortalama bir genç Amerikalıyla ortalama bir genç Rusu kıyasladığınız zaman, uçurumlar var arada. Yüz Amerikalıdan doksanının herhangi bir anlamda medeni mahluklar olduğunu söylemeye imkan yok. Korkunç derecede cahiller, korkunç derecede kötü eğitilmiş ve terbiyesizler, boşlar, duygusal olgunluk seviyeleri üç yaşla beş yaş arası bir yerlerde. Bu bir gerçek. Ki daha beyazlarından söz ediyorum, bir de karaları var ki allah göstermesin.
Ya öyle. Nişanyan ırkçılık yaptı. Bu da böyle.
Ruslar’ın medeni olmasında Sovyet etkisinden söz edebilir miyiz? Şüphesiz edebiliriz. Çünkü Sovyetler diğer birçok olumsuz yönlerinin yanı sıra, bir, iyi eğitim verdiler, çok iyi eğitim verdiler, ve bu sadece Dostoyevski okumak anlamında değil, edep eğitimi verdiler. İnsan yaşamında gerçekten değerli olan şeyleri algılayabilme eğitimi açısından, birçok bozuk yanı olmakla beraber, toplamında iyi bir eğitimdi.
Birçok olumsuz yanı da vardı Sovyet eğitiminin. Sovyet sistemi altında yetişmiş insanlarla bir işletme, bir lokanta, bir otel yahut fabrika yönetmeye kalktığın zaman saçını başını yolmaktan başında saç kalmıyor, neyse, o da işin öbür yanı.
Bunun üzerine bir iki faktör daha var diye düşünüyorum. Sovyet eğitimi evet. Ondan sonra 1990’larda yaşadıkları korkunç travma Sovyet toplumuna bir bakıma iyi geldi. Ölümcül bir hastalık geçiren bir insanın ondan sonra daha mülayim, daha insancıl, daha felsefi olmasına benzer bir hadise.
Bir başka faktör, bir toplum kendine çok fazla güvendiği zaman, biz büyüğüz, biz aslanız, dünyaların hakimiyiz havalarına girdiği zaman, insani kalitelerinde ciddi bir düşme oluyor. Bir saldırganlık, bir kendini beğenmişlik, umursamazlık ve bilinçli bir cahillik eğilimi oluyor. Rusların en tipik özelliği, kendi ülkelerinin çok berbat bir yer olduğuna inanmaları. Bir bu, bir de hayali bir Batı vizyonu, gerçek bugünkü Batı değil de bir ‘medeni dünya’ konseptleri var ki, insanlara şu anda olduğundan daha iyi bir yere gelme arzusunu besliyor, bu da iyi bir şey.