Makedon milleti nasıl oluştu
Pazar Sohbeti
27 Mart 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Yunan Devleti, Makedonya Cumhuriyeti’nin ismine, Yugoslavya zamanında da takık mıydı? Yoksa Yugoslavya dağıldıktan sonra neden takmaya başladı? Bu konudaki bilgilerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Yunan Devleti’nin son otuz yılda Makedonya konusunda takındığı tutum, milletlerin budalalığı faslından ders kitaplarına geçmeye değer bir tutumdur. Türkiye Cumhuriyeti’nin Ermeni soykırımını inkar politikasını bile öne geçer sanıyorum. Devletlerin rasyonel davrandığı, akılcı oyun planları vs. kurduğu teorisini kesin bir şekilde çürütecek bir örnek istiyorsanız Yunanistan’ın Makedonya konusundaki tutumu bunun şahane bir örneğidir. Ulusal boyutta kafayı yemiş olmaktan başka bir mantıklı açıklaması yoktur.
Makedonya halkı Balkanlarda modern tarihin en talihsiz milleti olabilir. Makedonlar Bulgardır. Bulgarcanın hafifçe değişik bir lehçesini konuşurlar. 1890’lara gelinceye dek oy birliğiyle kendilerini Bulgar sayarlardı. Nüfus sayımlarında Bulgar diye kaydedilirlerdi. Kilisenin adı Bulgar kilisesiydi. Tıpkı öbür Bulgarlar gibi ahalinin çoğunluğu Ortodoks Hristiyan, bir azınlığı da Bulgarca konuşan Müslümandı.
Bulgaristan 1878’de bağımsızlığa kavuşup Makedonya henüz bir Osmanlı vilayeti olarak kalınca, Makedonya’daki Bulgarlarla Bulgaristan Bulgarları arasına gitgide büyüyen bir kavga, bir duygu ayrılığı girmeye başladı. Makedonların bir kısmı, biz Bulgarız ama belki de Bulgar değiliz, ayrı bir millet dahi olabiliriz demeye başladılar. Makedon lehçesinde ayrı bir edebiyat oluşmaya başladı. Bir Makedon siyasi hareketi kuruldu. Tıpkı Ermeni komitacıları gibi, tıpkı PKK yahut Etiyopya’da Tigray Halk Kurtuluş Cephesi gibi, tıpkı bir zamanların Filistin Kurtuluş Örgütü gibi son derece dirençli, gözüpek, acımasız bir gerilla hareketiydi. Modern terminolojiyle söyleyecek olursak bir terörist örgüttü. Bu örgütün Bulgaristan devleti ile arası gitgide açıldı. Hatta öyle bir noktaya gelindi ki Makedonya iç ihtilal örgütü Bulgaristan’da suikastler düzenlemeye ve iktidara oynamaya başladı. Yasaklandı, liderleri hapse atıldı.
1912’de Balkan Savaşı çıktı. Çoğu insanın o tarihteki varsayımı, Makedonya Bulgardır, demek ki Bulgaristan’a katılacak şeklindeydi. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Sırbistan’la Yunanistan koordine bir harekatla Makedonya’yı yarım yarım ele geçirdiler. Sırbistan kuzey yarısını aldı, Yunanistan güney yarısını aldı. Bulgarların payına ise doğu cephesinde, yani Trakya’da Osmanlı ile savaşmak düştü. Aslanlar gibi savaşıp Çatalca’ya kadar dayandılar. Bir de arkalarına baktılar ki ne görsünler? Sırbistan’la Yunanistan bir olup öz be öz Bulgar vatanı olan Makedonya’yı yutmuşlar!
Yunan’la Sırp’ın bundan sonraki davranış şekli farklıdır. Yunanistan full inkar yolunu seçti. Ne, biz mi Bulgarlara ihanet ettik? Daha neler! Makedon diye bir şey yoktur. Bunlar Yunandır. Makedon dili kart kurt sesler çıkaran birtakım öz Yunanların konuştuğu bozuk bir lehçedir. Kesinlikle yasaktır. Okullarda öğretilmemelidir. Direnmeye kalkan Makedonlara dünya dar edilmelidir. Müebbet hapse mahkum edilmeli, kurşuna dizilmelidir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki iç savaşta Makedonların çoğunluğu sol tarafta oldukları için birçoğu katledildi, köyleri ortadan kaldırıldı, kaçabilen Yugoslavya’ya veya Bulgaristan’a kaçtı. Kalanların çocukları Yunan devlet okullarında Perikles’in kahraman evlatları olarak yetiştirildiler. Böylece Makedonya’nın Yunanistan tarafındaki yarısında Makedonluk diye bir şey kalmadı.
Yunan Makedonyasında eski köy isimlerinin yüzde 75-80 kadarı Bulgarcadır. Bunların hepsine 1927’de Yunanca isimler verildi. Bir tane bile Bulgarca yer adı bırakılmadı. Bugün gayet kültürlü, ilerici, açık fikirli, dünyadan haberdar Yunanlı birine bu gerçeği hatırlatsanız şok geçiriyorlar. Yok canım olur mu öyle şey, belki bir iki köy adı Bulgarca idi, oraları ta eskiden beri Yunandır. Türkler zorla Türkleştirmeye çalıştı oraları, ama halkımız kahramanca direnerek Helenliğini korudu. Buna inandırmışlar kendilerini.
Yugoslavya’nın Makedon politikası farklıdır. Gerçi Yugoslavlar da hem krallık devrinde, hem Tito devrinde Makedon milliyetçiliğini çok sert yollarla bastırdılar. 1960’lara 70’lere dek Makedonya ağır polis baskısı altında yaşadı, evler basıldı, kitaplar toplatıldı, dergiler kapatıldı, siyasi aktivizm belirtisi gösteren gençlerin hayatı karartıldı. Diğer yandan 1946’da özerk cumhuriyet statüsü verdiler Makedonya’ya. Makedon dilinin gelişmesine ve özellikle Bulgaristan Bulgarcasından mümkün mertebe ayrı bir yola gitmesine özen gösterdiler. Makedoncayı Bulgarcadan ayırmak için bir eğitim seferberliği yürüttüler. Sanırım gayet başarılı bir şekilde, Bulgarlardan ayrı bir Makedon milleti yaratıp pekiştirmeyi başardılar.
1991’de Yugoslavya dağılıp eski Yugoslav Makedonyası bağımsızlık ilan edince Yunanistan paniğe kapıldı. Makedonların, doğal olarak, Güney Makedonya üzerinde de hak iddia edeceği korkusuna kapıldı. Tepkileri aşağı yukarı Türkiye’nin Güney Kürdistan’ın bağımsızlığına göstereceği tepkinin bir benzeriydi. Orada Kürdistan kurulursa bize de sıçrar. Orada Makedonya kurulursa bize de sıçrar. Seksen sene sürdürdüğümüz “oralar öz be öz Yunandır” yalanımız patlak verir.
Devletçe bir akıl hastalığına tutulmuş gibi davranmalarının açıklaması, özetle budur.