Yaşamımın bir döneminde Lenin’in siyasi yazılarını keşfettim. Şunu gördüm ki, Nisan 1917’den Ocak 1918’e kadar gösterdiği taktik deha olağanüstü bir şeydir. Bir düşünün. Şubat 1917 ihtilali olup çar devrildiğinde Komünist Parti, o zamanki adıyla Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi hemen hemen yok olmuştur. Yok artık öyle bir parti. Önde gelen yöneticilerinin bir kısmı Sibirya’da hapiste, bir kısmı yurt dışında sürgünde. Troçki New York’ta gazete muhabirliğiyle bütçesini denklemeye çalışıyor. Lenin ne zamandan beri İsviçre’de Rusça öğretmenliğiyle geçiniyor, kütüphanelere gidip pinekliyor ve kendine orada bir gelecek kurmaya çalışıyor. Yani siyaseten bitmiş, sıfır noktasına gelmiş. Nisan başında Almanların yardımıyla Rusya’ya dönüyor. Altı ay sonra Rus İmparatorluğunu ele geçiriyor.

Bu muazzam bir hikayedir. Affedersiniz, siz altı ayda bir imparatorluğun yönetimini ele geçirebilir misiniz? Ülkenin var olan güç odaklarının hiç birinden destek almadan yapabilir misiniz bunu? Ne sizi destekleyen bakanlar var, ne sizi destekleyen mafyalar var, ne hükümdar padişah sizi tutuyor, ne bilim adamları, ne kamuoyu, ne basın hiç kimse sizden yana değil. Sıfırsınız. Sıfırdan gelmişsiniz, ihtilal yapmışsınız ve ülkenin tüm güç yapılarını alt üst ederek iktidarı ele geçirmişsiniz. Paralellik kuracaksak ancak Cengiz Han’a, Timur’a, Hitler’e, Napolyon’a benzer bir öykü. Tüyler ürpertici bir hikaye. Üstelik, diğer bu saydığım kişilerden farklı olarak Lenin bu süreçte günde ortalama yirmi sayfa kağıt üretmiş. Her dakika bir yerde konuşma yapmış, makale yazmış, rapor yazmış, parti içi yazışma yapmış, her şeyi anlatmış. Toplu Eserler’de hayvan gibi kalın iki cilttir. Siyasi iktidar nedir, nasıl kaybedilir, nasıl inşa edilir konularındaki benim hayatta okuduğum en önemli kaynaklardan biridir. Oradan öğrendim birçok şeyi. Tabii belli bir siyasi zeka ile okumak lazım. Ne yapmaya çalışıyor bu adam? Niye bir gün böyle konuşmuş, aradan bir hafta geçmeden tavrını değiştirmiş? Hangi adımları, niçin atmış? Bu soruları sorarak okuduğunuzda bir hazinedir. Şans da yardım etmiş, o da ayrı mesele.

Marksist teori hakkındaki yazıları bullshit bence. Beş para etmez. Hiçbir önemi olduğuna inanmıyorum onların. Fakat bir siyaset taktisyeni olarak okullarda okutulması gereken bir lider.