Kuzey Kore ne kadar kötü
Pazar Sohbeti
31 Ekim 2023,24 Eylül 2023
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Güney Kore ile Kuzey Kore arasındaki bu zıtlık size ne düşündürüyor? Güney Kore mi daha uçta, Kuzey Kore mi?
Şunu bir kere baştan söyleyelim: Kuzey Kore hakkında bildiğiniz her kelime Amerikan propagandasıdır. Dolayısıyla bizzat gidip tanımadıkça güvenilir bir şey bilmek mümkün değil. Tüm iletişim araçları senin kontrolündeyse herhangi bir siyasi lideri yerin dibine batırmak çok kolaydır. Örnek olarak 1800’lerin başında İngiliz basınında Napolyon hakkında çıkanları okuyun. Ben okudum. Her şeyini aşağılamışlar, boyunun kısalığıyla alay etmişler, Fransızların nasıl korkunç bir rejim altında inim inim inlediğini ballandırarak anlatmışlar ve İngiliz kamuoyu buna inanmış. Aynı şekilde Mussolini hakkında yazılanlara, Atatürk hakkında yazılanlara bakın. Düşman bir bakış açısından bir siyasi sistemi aşağılamak ve alay etmek kolay bir şey. İtiraz etmeye cesareti olan biri yoksa atış serbest, istediğin gibi şekillendirirsin anlatıyı.
Öyle görünüyor ki ki Kuzey Kore’de muazzam bir iktidar tekelleşmesi var. Güney Kore de bir avuç büyük sermaye grubu tarafından yönetilen bir ülke olmakla beraber, tek adamın, tek partinin, tek devletin yumruğu altında değil. Belli özgürlükleri olan ve çeşitli sanatlarda son yıllarda çarpıcı bir üretkenlik ve özgürlük sergileyen bir ülke.
Aşırı güç birikimi nerede olursa olsun kötüdür. Çünkü insanoğlu eline sınırsız güç geçirdiğinde gücünü kötülük için kullanır. Yanısıra iyi şeyler de yapar belki, fakat elinde insanları sorgusuz sualsiz ezme gücü varsa, hayal kurmaya gerek yok, insanları ezecektir. O yüzden gücün tekelleşmesi, toplum için ve biray için her zaman bir afettir.
Siyasi düsturunuz hiçbir zaman ‘iyiler kazansın’ olmamalı. Çünkü iyiler kazanırsa, gerçekten kazanırsa, gücün tekelini ellerine geçirirse, kötü olurlar. Kaçınılmaz bir diyalektiktir bu. O halde biraz iyiler kazansın demek, iyiler kazansın demekten daha doğru bir prensiptir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde George Washington’ı şeyime sürsem kimse bir şey yapmaz bana. Ama Kuzey Kore’de yöneticilerden birini olumsuz ansam, yargısız bile infaz edilebilirim gibi hissediyorum. Ama siz bilirsiniz hocam.
Kuzey Kore’deki şartların ne olduğu konusunda benim bir fikrim yok. Sizin var mı? Aranızda Kuzey Kore’ye gitmiş olan var mı? Yakından etüt etmiş olan var mı Kuzey Kore’deki yaşam koşullarını? Hiç zannetmiyorum. Kuzey Kore hakkında bildiğimiz her kelime 1945’ten beri bu ülkenin yeminli düşmanı olan Amerika Birleşik Devletleri’nin yaydığı bilgilerden ibarettir. Bunun dışında bir bilgimiz yok. Benim yok en azından, belki sizin vardır. O yüzden Kuzey Kore ile ilgili tespitleri veya analizleri hep bir kuşku payı ile karşılamak lazım. Belki dedikleri gibidir. Belki de değildir.
Ülkelerin yönetim modelleri birbirinden farklıdır. Fakat bugünün dünyasında devletlerin toplam siyasi zorbalık düzeyi birbirinden ne kadar farklıdır, doğrusu pek o kadar açık değil. Şu gerçek: Amerika Birleşik Devletleri’nde Joe Biden hakkında her türlü şakayı yapabilirsin, küfür de edebilirsin, fotoğrafını alıp uygun yerlerine sürebilirsin de, tuvalet kağıdı olarak da kullanabilirsin. Ülkenin kurucusu olan George Washington hakkında biraz daha zordur böyle davranışlarda bulunman. Ülkeyi oluşturan köy, kasaba ve şehirlerin en az yarısında bu davranışın kötü sonuçlara yol açabilir. Fakat hukuken yapabilecekleri çok fazla bir şey yoktur. Mahkemeye sevk edilsen bir şey çıkmaması lazım, fakat özellikle muhafazakar taşra kasabalarında ne kulp takacaklarını bilemezsin. Misal, Washington’ın resmini bir tarafına sürmek suç değildir de, ne bileyim Amerikan bayrağı vardır kullandığın fotoğrafın üzerinde, o bayrağı bir tarafına sürmek suçtur diye hüküm bulurlar, canına okurlar.
Fakat önemli olan bu değil, başka bir şey. Ülkenin siyasi yapısında ön planda görünen siyaset adamlarının, başkanlarının rolü başka. Amerika’daki iktidar yapısını bir arada tutan şey, civata diyelim, Amerikan başkanı değil. Başkan ile alay ettiğin zaman aslında sistemi güçlendiren bir şey yapıyorsun. Sistemin onay verdiği, sistemin bir sigorta supabı olarak ön plana sürdüğü bir simgeyle oynuyorsun. Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucu babalarının da bugünkü Amerikan sisteminde fazla bir rolü yoktur ülkenin siyasi iktidar yapısını bir arada tutmak konusunda. Gerçek iktidar odaklarıyla oynamaya başladığın zaman işler çatallaşır. Mesela FBI veya CIA’in hassas olduğu konularda etkili bir şekilde bir karşı propaganda faaliyetine girersen, kuşkun olmasın, Kuzey Kore’de veya Türkiye’de veya başka herhangi bir ülkede başına neler gelebilirse Amerika’da da onlar gelir. Julian Assange diyelim yetsin. Tekil bir örnek değildir. Gerçek iktidar odaklarını bir şekilde üzen, kıran yahut da onların otoritesini ve itibarını sarsan davranışlara gireni yaşatmazlar.
Kuzey Kore’deki devlet başkanıyla, Türkiye’deki devlet başkanının ya da Amerika’daki devlet başkanının işlevleri farklı, rolleri farklı. O yüzden jenital sürtünürlük katsayıları da aynı değil.