Kuran’ı doğru dürüst okursanız orada değiştirildi diye bir iddia göremezsiniz. Tahrif ediyorsunuz diyor, şu anlamda söylüyor: Yanlış anlıyorsunuz, kitabın sözüne kulak vermiyorsunuz, İbrahim’in, Musa’nın ve İsa’nın mesajını bozuyorsunuz, yalan bir dine inanıyorsunuz, gerçek kitap dini bu değil. Bu ifadeler, metin tahrif edildi anlamına gelmez. Elinizdeki kitap bozuktur anlamına gelmez, siz onu bozarak okuyorsunuz anlamına gelir. Tarihteki her dini reformistin standart söylemidir. Martin Luther’de de vardır aynı iddia, tüm Hristiyan reformistlerinde de vardır. Her çağda her dinin reform hareketinin temel iddiası budur. Kitabı anlamıyorsunuz, kitabı yalanlıyorsunuz.

Kuran’da bunun dışında bir şey yazmıyor. Öbür türlü zaten büyük bir absürtlük olurdu. Desteksiz atış olurdu. Tevrat dedikleri Eski Ahit’in nasıl bir süreçte oluştuğu bilinen bir şey. Muhammed zamanında Tevrat’ın yaklaşık bin yıldan beri oturmuş ve düzgün bir şekilde aktarılmış metni var. İncil’in nasıl oluştuğu bilinen bir öykü. Muhammed’in okuryazar olmadığı da bilinen bir şey. Metni tahrif etmişlerse nereden biliyor? Aslını okumuşsa aslı nerede? Muhammed değil de Allah biliyorsa bunun aslının ne olduğunu, aslını niye ortaya çıkarmıyor? Sahtekarlığa neden izin vermiş? Eski kitaplarının yamuk editörler elinde heder olmasına göz yummuşsa, yeni kitabının aynı akıbete uğramayacağı ne malum? Bir kitabın nüshası yanlış diyorsan aslını göstermen lazım, bunu niye yapmıyorlar? Çok manasız bir iddia.

Ve lakin Kuran’da ve hadislerde öyle bir iddia yok. Siz peygamberlerin mesajını yanlış anlıyorsunuz, yanlış tanıtıyorsunuz, uymuyorsunuz hakiki dinin gereklerine diyor. Bir daha anlatayım ki işin özünü anlayasınız diyor. Bak bu sefer gayet mübin bir şekilde, kendi dilinizle, tane tane anlatacağım diyor.

Gene anlatamıyor, ne dediği anlaşılmaz bir kitap çıkıyor ortaya, ama o ayrı mevzu.