Taner Akçam öyle bir şey dememiş. Yüzlerce sayfalık kitabının içinde bir yerde, bir Rus yazarın raporundan yaptığı alıntıda öyle bir iddia dile getirilmiş. Akçam da bunu yorumsuz aktarmış. Hadise bu. Düşünün artık puştluğun düzeyini. Rus demiş ki Ermeni köylerinde feodal ağaların baskısı zulmü pek fazlaydı, Ermenileri inim inim inletiyorlardı, mallarını yağmalıyorlardı, direneni öldürüyorlardı, karısını kızını kaldırıyorlardı. Bunlar zaten bilinen şeyler. İlaveten, demiş ki, bazı yerlerde, Ermeni düğünlerinde gelinin ilk tadına bakma hakkı da yörenin ağasına aitti. Bu ne derece doğrudur, bilmiyorum. Doğrusu inandırıcı da bulmuyorum. Şu da mümkündür. Belki bilfiil uygulanmaz böyle bir şey de, nominal bir haktan feragat etme karşılığında bir bahşiş veya haraç alınır. O sanki daha olabilir bir şey. Fakat bunun çok da önemli bir detay olduğunu zannetmiyorum. Yani adamın evini yakmak, haraca kesmek, karısını kızını kaçırmak, malını yağmalamak, adamı gece vakti köy yolunda şişlemek filan, bunlara bir şey demiyoruz. Olabilir öyle şeyler. Gavurdur, normal. Ama gelin hanımı ilk gece düdüklemeye gelince orada dur. Bu bizi çıldırtıyor. Böyle bir şeye değinen Rus adama değinen Taner Akçam’ı linç etmek istiyoruz. Bir kere burada bir absürtlük olduğunu görmeniz lazım.

Sonuç olarak puştluğun her çeşidini yapmışlar. Doğu dediğin bir tane yer değil, olay da bir günle yahut bir yılla bitmiyor. Yüzlerce ağanın yüzlerce yılda neler yaptığını ancak öykülerden, anılardan, mahkeme kayıtlarından, seyyahların gözlemlerinden çıkartabilirsiniz. Belki böyle şeyler de olmuştur. Mutlaka olmuştur. Mesele o değil, mesele şu. Taner Akçam Türk devletinin yalanlarını ortaya çıkarma konusunda son 50 yılda İsmail Beşikçi’den sonra bu konuda en başarılı işleri yapmış, emek harcayarak, dürüstlükle, vicdanla ve akılla çalışarak, arşivleri tarayarak, gerçekleri Türk devletini savunanların suratına çakmış bir adamdır. Büyük bir hizmette bulunmuştur. Türkiye’nin medeni bir devlet haline geldiğini ne zaman anlayacağız? Taner Akçam’ın heykeli Türkiye’de bir yere dikildiği gün anlayacağız. Hiç beklemezdik, Türkiye de adam olabiliyormuş diyeceğiz.

Böyle bir adam, daha önce yayınlanmamış bilgilerle dolu bir kitap çıkarıyor. Birileri parmağını sokup bunu karıştırıyor, karıştırıyor, karıştırıyor ve içinden bir tane kelime buluyor, ortaya atıyor. Amaç nedir? Amaç bellidir. Kürtlerin bu meseleyi sıcak bakmasını önlemek, Kürtlerle Ermeni soykırımı en değerli çalışmaların sahibi olan Taner Akçam arasına nifak sokmak. Bu sevimli operasyonun arkasında sizce kimler vardır? Kimin aklının altından çıkmıştır bu iş? Kim düşünmüştür, Kürtlere bir fitne sokalım ki nefret etsinler Taner Akçam’dan diye?

Biraz kafayı çalıştırın ya, biraz kafayı çalıştırın.