Kurallara tapan toplumlar niye yanlış
Pazar Sohbeti
16 Şubat 2020
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Almanlar niye bu kadar gıcık?
Alman kültürüne benim bir yanımla çok büyük saygım, büyük hayranlığım var. Müzik ve şiir konusunda kimse Almanların yanına yaklaşamaz. Ki gerek müzik gerek daha az bir oranda şiir hayatımda rol oynayan şeyler.
Buna karşılık bugünkü Alman toplumu valla düşman başına. Kurallarla yaşıyorlar, kurallarını kutsamışlar, kuralları kutsal görüyorlar. Kurallara uymayı temel bir ahlaki görev olarak görüyorlar. Bununla yetinmiyorlar, başkalarının da kurallara uymasını sağlamayı bir temel ahlaki görev olarak değerlendiriyorlar. Bunun sonucu olarak, ruhlarının çok derin bir katmanına yerleşmiş olan insan nefretini, kuralları kullanarak dile getiriyorlar. Kuralları, insanlara kötülük yapma arzusunun bir aracı olarak kullanıyorlar diyeceğim. Çok sert geliyor böyle söyleyince kulağa, fakat bugünkü Alman toplumuna ilişkin en temel gözlem budur diye düşünüyorum.
Gayet düzgün insanlar da var Almanya’da. Sevdiğim ortamlar da var. Fakat Almanya’da asla yaşayamayacağım duygusuna kapıldım. Bana göre değil orası.
Cömertlik diye kısaca adlandırmaya çalıştığım bir haslet var. Kişilerin içlerinden gelen, karşılık beklemeden, mecbur oldukları için değil, fazlalık olduğu için yaptıkları eylemler vardır ki, insanları güzelleştiren budur. Kurallara herkes uyar, vasat olmanın yöntemlerini herkes bilir. Bunun ötesine geçmek, yani borcun olmadığı halde insanlara bir şey vermek, bir insanı güzel yapan, değerli yapan, ahlaken üstün yapan özelliktir. Vermek derken bu çiçek vermek olur, para vermek olur, güzel bir gülümseme vermek olur, mecbur olmadığın halde bir eser yaratmak, herkese faydalı olacak bir bilgi üretmek olur. Kurallarla empoze edilmemiş olduğu halde bir fazladan, yani bir güzellik yaratmak, artı bir şey ortaya koymak.
Kurallara tapmanın çığırından çıkmış olduğu bir toplumda bu tür davranışlar imkansız hale gelir. Bu tür davranışlar gitgide marjinalleşir. Bu da hiç iyi bir şey değil.