Kitap tanıtımları-5
Pazar Sohbeti
17 Ocak 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
“Cilician Armenia in the Perceptions of Adjacent Political Entities”, özensizce hazırlanmış bir makale derlemesi. Komşu Siyasi Oluşumların Bakış Açısından Kilikya Ermenistan’ı. 12. yüzyıldan 14. yüzyıla dek Çukurova bölgesinde hüküm süren Ermeni beylikleri ve krallığı hakkında yazılmış birincil kaynaklardan derlemişler. Önemli bir konu bu, çünkü statüsü ve gerçekliği muğlak olan bir hadisedir Kilikya Ermeni Krallığı. Yeterince sağlıklı ve yansız kaynak yok bunun hakkında. Türkiye tarihinin ilginç bir dönemi.
Theodore Dalrymple, “Our Culture — What’s Left Of It”. Bu Dalrymple’dan demin söz ettik. Muhafazakar bakış açısından okuyabileceğiniz, entelektüel değeri olan, yani zeka ve kültür sergileyen nadir yazarlardan biridir. İngiltere cezaevlerinde yıllarca doktorluk yapmış. Oradaki gözlemlerinden çıkardığı makaleler bunlar. “Kültürümüzden geriye ne kaldı” diye çevirebiliriz başlığı. Eğitim düzeyindeki feci düşüş ve muhafazakar bir bakış açısından rahatsız edici olan diğer kültürel gelişmeleri ele alıyor.
Yine bir Kazuo Ishiguro romanı, “A Pale View of the Hills”. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çocuğuyla beraber Japonya’yı terk etme hayali kuran bir kadının öyküsü. Geçmişte hatırlanması istenmeyen yaşantıların hafızada nasıl dönüştüğüne, nasıl bir yalan örgüsünün kurulduğuna ilişkin yine çok duyarlı, nüanslı bir roman. İnsan denilen mahluku anlamaya çalışan eserler bana değerli geliyor.
“Prisoner of the Infidels”, Giancarlo Casale derlemiş. Temeşvarlı Osman’ın kafirler elinde esir oluş hikayesi. Temeşvarlı Osman 1688 yılında Avusturyalılara esir düşüyor. Başına pişmiş tavuğun başına gelmeyen bin türlü şey geliyor. Sonunda iyi kötü Avusturya toplumunda kendine bir mevki ediniyor, güçlü bir beyin yanında aşçı başı ve pastacı olarak işe giriyor. Sonra bir tarihte şeytana uyup kaçıyor ve yeniden Osmanlı diyarına sığınıyor. Öyküsü yıllar önce bir el yazması olarak bulunmuş ve yayınlanmıştı. Çok orijinal bir hikaye. Hiç ummadığın türden bir yaşam öyküsü.
“Flannery O’Connor, Short Stories”. Bu da hoş bir kitap. Gürcistan’da buldum, korsan bir baskı. Rusça öğrenenlere ileri seviyede İngilizce öğrenimi için hazırlanmış bir okuma kitabı. Ama metin orijinal metin, sadeleştirilmiş filan değil. Flannery O’Connor beklenmedik ölçüde iyi bir yazardır. Amerika’nın derin taşrasında, bir Güney eyaletinde, son derece muhafazakar bir çevrede yetişmiş. Evde kalmış, hiç evlenmemiş bir kasaba kızı. Hayatında evi ve kasabası dışında bir şey görmemiş. Fakat o kadar duyarlı, o kadar iyi bir gözlemci ki insan hayret ediyor. Toplumu ve insanları çok iyi etüt etmiş. Ummadığın yerden ne cevherler çıkıyor demek ki. Yıllar önce okumuştum O’Connor’ın birkaç öyküsünü. 1989-90’da Alman bir sevgilim vardı, o zorla okutmuştu bana. Tiflis’te sokak tezgahında üç otuz paraya bunu görünce dayanamadım, aldım.
“The Lives and Legends of the Georgian Saints”, Gürcü Azizlerinin Hayatları ve Menkıbeleri. Bu tür literatürü ben seviyorum. Evliya hikayeleri, evliyaların keramet ve mucizeleri. Bunları Hristiyan ve hatta Hint kaynaklarından okumaya bayılıyorum. İnsanların anlattıkları masallar, insanların gerçeklerinden daha ilginçtir. Buna karşılık bugün Türkiye’de bulabildiğin İslam evliyaları öyküleri o kadar ilginç değildir. Fazlaca yavan ve klişe geliyorlar bana. Türkiye’nin gecekondu apartmanları gibi, ruhsuz.
Slavoj Žižek, “In Defense of Lost Causes”. Kaybedilmiş Davaların Peşinde diyelim. Jijek’i onuncu defaya şu kitabını okuyayım bu adamın belki bir şey anlarım niyetiyle aldım. Otuz sayfa kadar okumuşum, ondan sonrasını getirememişim. Anlamıyorum ne demeye çalıştığını adamın. Aklım basmıyor. Çok yuvarlak konuşuyor.
“Ian McEwan, Atonement”. “Kefaret” mi desek? McEwan iyi bir yazardır. Çok yavaştır temposu, bazen sıkabilir. Ama yine insan dramlarını çözümleme konusunda iyidir. İstenmeden işlenmiş bir suçun ceremesinin, manevi, psikolojik bedelinin ödenmesi hikayesi. Güzel bir roman.