Kitap çalmak suç mudur
Pazar Sohbeti
13 Haziran 2021
0:00
0:00

metin

Bu yakınlarda iki kişiyi kitap çaldığı için yakaladılar ve public bir şekilde insanlara sundular. Sizce kitap hırsızlığı suç mudur? Ya da bir şeyi çalmak suç mudur? Robin Hood nasıl düşünürdü bu konuda?
Fiziksel olarak kitap çalmak namussuzluktur diye düşünüyorum. Evet, cezalandırılması gerekir. Sonuçlarını düşünmüyorsunuz çünkü yaptığınızın. Fikir yoluyla, fikir üretimi yoluyla hayatını kazanan insanları sabote ediyorsunuz.
Hırsızlık her zaman kötüdür diyemem. Mülkiyet hakkının hangi koşullarda ve ne ölçüde kutsal olduğu konusunda kuşkularım var. Büyük miktarlarda para kazanan birinin kazandığı paradan tıraşlıyorsan eğer, onu ayıplayamam. Hatta helal olsun diyebilirim. Fakat kitap sektörü, amatör ve idealist insanlar üzerinden yürüyen bir sektördür. Para kazanmayı düşünen bir insan, kitap sektörüne girmez — ne yazar olarak, ne yayıncı olarak, ne satıcı olarak. Yanlış söyledim, girenler de var maalesef, D&R gibi para kazanmak dışında bir hedef gütmeden kitap satanlar da türedi. Bunlar yayıncılığın da, kitabın da, yazarlığın da içine etmişlerdir, bozmuşlardır sektörü. Ama normalde kitap bir gönül işidir ve çok küçük kâr marjlarıyla işler. Yazar açısından ise, hele Türkiye’de, açlığa talim etmek demektir. Kitaptan doğru dürüst para kazanan yazar Türkiye’de ya üç kişidir ya beş kişidir, o kadar. Yayınevleri de para kazanmaz, kitabevleri de para kazanmaz. Büyük dağıtıcılar bir miktar para kazanıyorlardı. Şu anda onların da durumu nedir emin değilim. Bildiğim kadarıyla onlar da sırayla batıyor. Bu durumda kitap çalmaktan bence vazgeçin.
Özellikle kütüphanelerden kitap çalmak bence büyük ahlaksızlıktır. Bundan sakınmanızı rica ederim. Gençler bunu bir marifetmiş gibi anlatmayı severler. Yanlış bir şey. Boğaziçi Üniversitesi’nin kütüphanesi, ki eskiden Robert Kolej kütüphanesiydi, 1970’lerin başına kadar İstanbul’da doğru dürüst bilgiye ulaşmak isteyen biri için, Türk devletinin resmi propagandası dışında bir şeylere ulaşmak isteyen biri için vazgeçilmez bir kaynaktı. Bir hazineydi. Yüz yıllık bir süreçte büyük emeklerle oluşturulmuş bir koleksiyondu. Orası kamulaştırılıp Boğaziçi Üniversitesi olduktan sonra yüz üstü bırakıldı ve 70’lerin sonuyla 80’lerin başında baştan aşağı talan edildi. Bütün kitaplar çalındı. Yerine de hiçbir şey konamadı. Sonuç olarak bir devlet üniversitesi orası, devlet üniversitesinin kuracağı kütüphaneden kime ne yarar gelir? Acıklı bir öyküdür. Bir bütün olarak ülkeye ve topluma yapılmış bir kötülüktür. Bu konuda bilinçli olmak lazım.
Dijital hırsızlığa gelince, o konuda düşüncem biraz daha farklı. Daha doğrusu çok net değil. Sonuçta Brill gibi, Oxford University Press gibi, De Gruyter ve Harrassowitz gibi yayınlarını — kedinin bokunu derine gömmesi gibi — kıskançlıkla koruyan yayınevlerinden nefret ediyorum. Public domain’de olan eski kitapların haklarını bir şekilde ele geçirip kamusal alandan kaldırıyorlar. Bu bence insanlığa karşı bir suç sayılmalı. Bilgiye karşı bir cürüm kabul edilmeli. Bilgi tüm insanlığa aittir ve ücretsiz paylaşılmalıdır. Kütüphaneden veya kitabevinden fiziksel kitap çalmaktan farklı bir şey bu söylediğim, çünkü çalıp kendine mal etmiyorsun, Robin Hood gibi çalıp, kamuyla paylaşıyorsun.
Peki o kitapları yazanlar ve yayınlayanlar aç mı kalsın diyeceksiniz, orada da haklısınız. Sanırım özellikle akademik değeri olan kitapları özel ve kamusal kuruluşların desteklemesi doğrudur. Böyle eserleri yazan ve yayınlayanların telif ücretine mahkum olmamaları lazım. Ki bilgilerini serbestçe herkesle paylaşabilsinler.