Kısa kısa
Pazar Sohbeti
17 Kasım 2019,22 Aralık 2019
0:00
0:00

metin

Urfa’ya davet etsek gelir misiniz
Urfa’ya defalarca geldim. Sıra gecesine katılmak gibi bir talihsizliği de yaşadım. Vaktiyle güzel bir şehirmiş Urfa. Şimdi bütün Türkiye şehirleri gibi kişiliksiz, bombok bir yer haline gelmiş. Çarşısı hala çok hoş ama. Çarşısını seviyorum. Bir de taşrası çarpıcı Urfa’nın. Özellikle Harran’ın doğusu, Tektek Dağları tarafının köyleri. 20. ve 21. yüzyılın tozuna bulaşmamış olan gerçekten ender yerlerden biri Türkiye’nin.
Bitlis’te bazı yerlerde kazı yaptığınızı duyduk. Sebep neydi?
Ördek yoktu, kazı yaptım. Ne saçma şeyler söylüyorsunuz! Ne kazısı? Yok öyle bir şey. Hayatta bir kere Bitlis’e geldim, bir gece değerli bir dostumun misafiri oldum, 12 Eylül öncesi solun yenilgisini yad ettik, o kadar. Ermeni gelmiş diye duydular herhalde. Akıllarını defineyle bozmuş olduklarından, herhalde dediler bu da Allahın bize gönderdiği bir işarettir, mübarek ayağının bastığı yerleri kazalım.
Hayatınızın hiçbir döneminde Maocu oldunuz mu?
Hayır olmadım. Hiç olmadım. 1975-80 döneminde Marksizmle, devrimci gruplarla epey mesaim oldu. Fakat Maoculara hiçbir zaman sempati duymadım. Belki de benim kaybımdı. Çünkü o dönemde Maocu olan herkes bugün Türkiye’de bir yerlere gelmiş görünüyor. Perinçek’ten tut, Halil Berktay’a, Ethem Sancak’a kadar, İslamcı partilerde kilit noktalara gelmiş isimlere kadar, en ilginç yerlerde hep ex-Maocular var. Bu da Maocuların örgütsel bağları hakkında insanda çeşitli duygular uyandırıyor.
Liberter sosyalizm hakkında ne düşünüyorsunuz?
Uçan balinalar hakkında ne düşünüyorsam, aynısını düşünüyorum. Absürt bir fikir.