Kelime çalışmaları: Mandalina
Blog
4 Eylül 2019
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Narenciye türü olan mandarin’in Batı dillerinde ilk belirişi Pehr Osbeck’in 1757’de İsveççe yayımlanan Uzakdoğu Seyahati Güncesi, özgün basımda sayfa 192.
Ne diyor? “Çin’de portakalın iki çeşidi vardır, daha makbul olanına Mandarin-portakalı denir, kabuğu gevşek olur, Çinliler buna kamm derler.” Kim bu meyveye mandarin adı verir, belirtmemiş. Muhtemelen Kanton civarındaki Portekizli veya Hollandalı tüccar kolonisi olsa gerek. Neden öyle dendiğini de açıklamamış. Mandarin bu tarihte Çin’in alim ve yönetici sınıfına Avrupalıların verdiği ad; yerleşik ve bilinen bir sözcük. “Mandarin cübbesi sarı renk olduğundan” deniyor, ama bu inandırıcı değil, çünkü sonuçta portakal ve öbür turunçgiller de aynı renkte. Tahminimce “hocaefendi portakalı” ya da “bey portakalı” gibi bir şey kastedilmiş olmalı.
Osbeck modern biyolojinin babası sayılan Linnaeus’un talebesi, Çin Denizi balıkları üzerine çalışması çığır açıcı, kitabı tüm Avrupa’da ses getirmiş. “J. Gottlieb Georgi’nin” Almanca çevirisi 1765’te Rostock’ta basılmış. “Reinhold Forster’ın” Almancadan yaptığı İngilizce çeviri 1771’de Londra’da çıkmış.
Fransızcada teyit edilebilen ilk örnek “Bernardin de Saint-Pierre’in” 1773’te Amsterdam’da basılan “Voyage à L’isle de France etc.” adlı klasik seyahatnamesi. Mauritius adasında mandarin adlı bir tür portakal yetiştirilir diyor, başka ayrıntı vermiyor. Hint Okyanusuna kadar ulaştığına göre o coğrafyalarda bir süreden beri bilinen bir ürün olmalı. Avrupa’ya ulaşması zaman almış.
Bu bilgileri hazır bir makaleden aktarmadım bu arada. Teker teker izini takip ettim, yeminle. Sağolsun internet, Avrupa’da 1455’ten 1950’lere kadar basılmış neredeyse her kitabı, kitapçığı, broşürü, mecmuayı bulmak mümkün artık.
Bianchi’nin Fransızca-Türkçe Sözlüğü 1846 tarihli ikinci basımında mandarin karşılığı “Çinde mansıb sahibi” tanımını vermiş, narenciyeye değinmemiş. Demek ki o tarihte henüz Türkiye’de duyulmuş bir meyve değil, en azından o isimle bilinmiyor. Vefik Paşa’nın 1876 basımı Lehce-i Osmani’sinde mandarin için ayrı madde yok, ancak portakal maddesi altında “Çin portakalı: narengî, mandarin” diye bilgi verilmiş. TDK’nın bir cehalet ve özensizlik abidesi olan yeni yazı basımı bunu ‘mandalin’ diye çevirmiş, ama orijinal baskıda r ile مندارين .
Tıngır ve Sinapyan’ın 1892 tarihli Istılahat Lugati’nde Fransızca “mandarine” “Yusuf efendi ve mandarin denilen yemiş” olarak tanımlanmış. Yusuf efendi’yi duymamıştım, böylece öğrendim.
Cumhuriyet gazetesinde mandarin ve mandalina yazımları aşağı yukarı 1950’ye dek başa baş gitmiş. 1950’den sonra mandarin sadece “Çincenin egemen lehçesi” ve çok nadiren “Çin’de eski yönetici sınıfı” anlamında görülüyor. Meyvenin adı mandalina olarak yerleşmiş.