Kelime çalışmaları: Kerhane
Blog
27 Şubat 2021
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

TDK Türkçe Sözlük Farsça kâr-hane diyor. Kubbealtı ve Ötüken aynı kanıda. Tietze aynı kanıda. Nişanyan da iki gün önceye kadar aynı kanıdaydı. En erken bulabildiğim örneği Şemseddin Sami Bey’in 1900 basımı Lugat-ı Türki’si. Kâr-hane karşılığında verdiği üçüncü tanım: “... Fuhşiyat yeri, birtakım fahişelerin birinin idaresi tahtında fi’l-i mekruhlarını icra etdikleri ev.”
Kârhane biliyorsunuz, “atölye, işlik”, daha geç dönem kullanımda “fabrika” karşılığı. Kâr Farsça “iş, çalışma” demek, dolayısıyla “iş evi”. Genelev için makul bir isim mi? Olabilir, mümkün. Ama tam da oturmuyor. İmalat yok. Çalışmaya değil eğlenceye gidilen bir yer. Kimin aklına gelir “fabrika” benzetmesi?
Evangelinos Misailidis’in 1872 basımı Rumca harfli Türkçe romanı Temaşa-i Dünya’yı bir şey için gözden geçirirken birden uyandım.
Beyoğlu’na elyevm dahi kesret üzere bulunan ve kirahane tesmiye olunan bekarlar ateşgedesi ve edebiyat harabiyeti bir hayrathaneye girip post serdik.
... tahkik eylediğime göre, belli ve sicilli olarak Beyoğlu’nda yüz otuz kirahane ve derunlarında yedi yüz altmış zavallı kızlar mevcud imiş.
Galata’nın en meşhur bir kirahanesine vardım ve kirahanenin müdiresi Çaça Pelagia ile bir gece kalmaklığa kavl ü karar ederek...
Yapılan iş saatlik veya gecelik oda kiralamak; belki müessesenin kiralık kızlarının hizmetinden yararlanmak. Kirahane daha mantıklı değil mi?
Yazar Beyoğlu’nda kirahanelerin “Evropa medeniyetinden Anadolu’ya sirayet etme bir uyuzluk” olduğunu düşünüyor. Kendi zamanından bir süre önce, belki yeniçeriliğin lağvından (1826) sonra türediklerini ima ediyor. 1872’de hala kirahane olarak bilinen sözcüğün 1900’de kârhane ile birleştirilecek şekilde aslının unutulmuş olması imkansız değil.