Kelime çalışmaları: Kalafat
Blog
28 Temmuz 2021
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Eski usul ahşap teknelerle tanışıklığı olanlar bilir, her yaz başında tahtaların arası kazınır, açık olan yerler üstüpü veya fitille doldurulur, sonra elde primüs ocağı zift eritilip aralarına dökülür. Bu işlemin adı kalafatlamak. Türkçeye Rumcadan alınma bir sözcük. Gerçi Arapçada da qalfaṭ var aynı anlamda, fakat bunun hayli geç bir alıntı olduğu anlaşılıyor. Erken devir Arapçada cumhurun c’siyle calfaṭa kullanılmış, bu da yapıca yabancı olduğu bariz bir sözcük. Yunanca kalafátis καλαφάτης 7. yy’ın ilk çeyreğinde yazı yazmış Hieron adlı birinin eserinde ilk kez karşımıza çıkıyor, gayet net bir teknik terim.
Buraya kadar sorun yok. Sonra hangi şeytan aklımı dürtmüşse, sözlüğün ikinci baskısını hazırladığım dönemde, 2009’dan bir süre önce bu kelimenin Arapça kılıf ile kökdeş olduğunu ve belki Arap-öncesi Sami dillerinden alınmış olabileceğini belirtme gereği duymuşum. Bir daha da dönüp bakmamışım. Deli saçması tabii. Kökeni gayet net olan bir sözcük. Ortaçağ Latincesinde kalefaçere “ateşte ısıtmak, harlamak, alazlamak”, fiil-sıfatı kalefatus veya kalafatus, İtalyancası kalefato veya kalafato. Kalori ve kaloriferle aynı kökten bir kelime.