Kars’ı kimler kurdu
Pazar Sohbeti
23 Temmuz 2023
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Kars’ın adı nereden geliyor? Batlamyus Horsa demiş, Strabon Horsene demiş, Gürcü dilinde Karis Kalaki.
Qalın Q sesi Yunanca’ya genellikle X (kh) olarak aktarılır. O yüzden kh sesiyle Xorsa demiş Ptolemaios, İkinci yüzyılda. Strabon Xorsênê bölgesinden söz etmiş. Ênê eki burada “memleketi” demek. Yani şehrin adı Xorsa, vilayet Xorsênê. Gürcü dilinde Qaris Qalaki, Qars şehri demek. Kars’ın genitif biçimi, yani tamlayan hali Qaris. Kalaki ise şehir demek. Ermenice’de 5. yüzyıldan beri Kars olarak kayda geçmiş. Hepsi aynı isim, Kars oranın adı. Karsak Obası diye bir şey yok. Fahrettin Kirzoğlu’nun hastalıklı hayal gücünden çıkan absürt bir tez. Etraftaki bir düzine millet bu yere iki bin seneden beri Kars diyorsa oranın adı Kars’tır, Karsak filan değil.
Ha, Kars’ın bir Türk veya Türkî temeli olması ihtimali, evet, var. Size bu konudaki kaynağı okuyayım, bakalım ne diyeceksiniz. Yazan Xorenli Movses, tarihçi. Milattan sonra 470 yılı civarında yazmış. Xorenli, Ermeni tarihçiliğinin babasıdır. Herodot nasıl Yunan tarihçiliğinin babasıysa, bu da öyledir. Diğer tüm Ortaçağ ve Yeniçağ Ermeni tarihçileri öykülerini Xorenli’nin anlatısı üzerine inşa ederler. Bakın ne demiş Kars’tan söz ederken:
“Kral Vağarşak [Milattan önce 3. yüzyılda yaşadığı söylenen efsanevi bir şahsiyet] Kuzeyde Kafkas dağlarının eteğinde yaşayan vahşi halkları dağdan indirerek, düz yere iskan etti. Eşkıyalıktan vazgeçmelerini, kanunlara uymalarını ve vergi vermelerini emretti. Onlara beyler ve başbuğlar atadı. Akılcı [yahut medeni] bir düzen kurdu. Bu milletin adı Bulğarlardı. Bulğarların Vnt adlı önderinin yerleştiği bu yöreye Vanant adı verilmiştir. [Vanant: Kars merkez ilçesininin büyük kısmıyla Selim ilçesini kapsayan beyliğin adı]. Buranın köyleri bugüne kadar bu zatın kardeşlerinin ve onun soyundan gelenlerin adlarını taşır. Ahali aslen Kafkas soyundan olduğundan, onların ecdatlarının töresi uyarınca, sonraki zamanlara dek haydutluk ve soygunculuğa meyyal idiler. Haydutluğu büyük zevk alarak iş edindiklerinden hak ve doğru bilirlerdi. Kral Arşak zamanına dek [yani Xorenli’den yüz yıl kadar öncesine dek] sık sık açıkça baş kaldırarak krallığa akınlar düzenlediler.”
Şöyle bir problem var burada. Bulğar demiş. Bulğar diye bir Türk kavmi var, biliyorsunuz. Eski zamanda Kafkasların kuzeyinde, bugünkü Rusya topraklarında yaşamışlar. Kıpçak falan değiller. Eski Batı Türkçesi konuşan, yani Hazarlarla bir şekilde bağlantılı olan bir kavim. Bunların bir kolu gidip bugün Bulgaristan adı verilen ülkeyi fethetmiş, orada Slavlara karışıp başka bir millet haline gelmiş. Bir de Kafkasların kuzeyinde yaşayan Balkar diye bir millet var, duymuş olmalısınız. Bunlar da halen Türki bir dil konuşurlar. Problem şu: Bulğar kavim adı, Xorenli zamanına ait bir ad. Oysa tarihçi burada kendi zamanından 700 yıl önce olmuş bir olaydan söz ediyor. Ve o tarihte Bulgar pek mümkün görünmüyor. Bu yaklaşım Antik Çağ ve Ortaçağ yazarlarında tipiktir. Eski zaman kavimlerini kendi çağlarının adlarıyla anlatırlar. Mesela Bizans tarihçileri Selçuklulardan daima Persler diye söz ederler. Avrupalılar Amerika yerlilerine Hintliler diye isim takarlar. Ta eski zamanda olmuş birtakım olayları, kendi çağının kavramlarıyla bize aktarırlar.
Xorenli’den 500 yıl sonra, 11. yüzyıl tarihçisi Stepanos Asoğik’e geliyoruz.
“Muşeğ oğlu Apas memleketi huzura kavuşturdu, öyle ki gecenin en karanlık zamanında ve en ıssız çölde dahi insanlar güvenle dolaştılar, herkes işiyle gücüyle uğraştı ve doğruluk yolundan sapmadı.”
Burada sözünü ettiği Apas, 984’ten 1020’lere dek Kars’ta ayrı bir krallık kuran Apas Pakraduni’dir. Demek ki Ani’deki Ermeni krallığından ayrılıp Kars’ta yerel bir hükümet kuran bu Apas zamanında Kars halkı isyancılıktan, ya da güncel tabirle teröristlikten vazgeçip yönetime razı olmuş. Ya da tarihçimiz öyle anlatıyor.
Özetleyelim isterseniz. Kars şehri ve yakın çevresine muhtemelen Türki kökenli, fakat ne oldukları konusunda çok da net bir bilgiye sahip olmadığımız birtakım insanlar yerleşmiş. Ermeni krallarına haraç ve vergi ödemiş, yahut ödememiş. Muhtemelen krallığın tümü gibi az ya da çok Hristiyanlaşmışlar, Ermeni dini ve siyasi teşkilatının bir parçası haline gelmişler, belki dillerini de terk ederek Ermenileşmişler. Fakat çok uzun bir süre, görünürde 10. yüzyıl sonlarına dek sık sık krallığın başına bela olmuşlar. Sonra Ermeni hükümdar altında özerklik kazanınca en azından bir süre sakinleşmişler.
Bu tarihten kırk elli yıl sonra bu sefer Türkler giriyor işin içine. Oğuz Türkleri, yani Selçuklular. Bu noktada enteresan olan soru bence şu: Türk saldırısı başladığında Kars’ın yerli ahalisi eski anılarını, eski kavim kimliğini koruyor muydu? Öyle bir konsept var mıydı kafasında? Yoksa artık öz be öz Ermeni mi olmuşlardı? Bu sorunun cevabını bilmiyoruz. Gelen Türkleri nasıl karşıladılar? Onlara, ooo uzun zamandır kayıp kardeşlerimiz, hoş geldiniz mi dediler? Derhal onlara katılıp Türk mü oldular? Yoksa iyi kötü burada bir düzenimiz vardı geldiniz bozdunuz, Allah belanızı versin mi dediler? Bilmiyoruz, çünkü kaynak yok.
Türkiye’nin mikro tarihi bir dipsiz kuyudur. Daldıkça dalarsın ve dibine varamazsın.