İsimci Dede sorularınızı cevaplıyor
Blog
17 Ocak 2021
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Mestan Bulgaristan kökenlilerde çok kullanılan bir ad. Slovakçada da aynı isim varmış.
Yok canım, bildiğiniz Mustafa. Mustan ve Mıstan şekli de yaygın. Slovaklardaki Mestan ayrı olsa gerek, Slavca “şehir” kelimesiyle alakalı.
Ama Türk Dil Kurumu sözlüğü Farsça diyor, “sarhoşlar” demekmiş.
TDK isimler sözlüğü pek zayıf bir çalışmadır. Zorlandıkça uydurmuşlar.
Mestan elbette mest’in çoğuludur. Ama “sarhoşlar” diye isim olmaz, ne İslam aleminde ne başka kültürlerde.
Mestan 7500 tane, onun yarısı kadar Mustan (3200), %7 kadar da Mıstan (500) var. Çoğu Rumeli kökenli. Bu yeterli bilgi olmalı.
Jack da aslında “erkek eşek” veya “oto krikosu” anlamlarına gelebilir. Ama kişi adının bunlardan kaynaklanmadığını kafası çalışan bir kişi beş saniyede anlar.
Annemin adı Horé teyzemin adı Nofa:
Nofa için şöyle bir listemiz var. [Nofa 1093, Nofe 232, Nofi 90, Nöfe 75, Nufa 27, Nufe 22, Nöfa 18, Nofey 9, Nevfe 4, Nevfiye 1...] Tamamı Kürt, Urfa ile Mardin arasındaki sahadan (Kızıltepe, Derik, Mazıdağı, Viranşehir, Siverek). Muhtemelen Arapça Nayif veya Nawf (“üstün”) adının dişi hali olacak ama bunu teyit edemedim.
Hore, Hori ve Horey Mardin’de yaygın. Huri demek tabii.
Üç dedem var, Mıhiş, Topo ve Hamali.
Hamali Muhammed Ali’nin Kürtçesi. Mıhiş de Muhammet/Mehmet adının sevgi biçimi. Topo’yu hiç bilemedim. Tümü Kürt olmak üzere epey Topo var Diyarbakır, Urfa, Gerger, Akçadağ ve Kars Susuz’da.
Kulu tarafında Mikayil adı var.
Mikail, Cebrail, İsrafil, Rüfail Yahudi Talmud geleneğinden İslam mitolojisine aktarılmış dört büyük melek adı. Frenkçesi Michael, Gabriel, İsrael, Raphael.
Zeliha su perisi demekmiş.
Hangi dilde, hangi gelenekte, hangi kaynağa göre “su perisi” demek bilemedim.
Züleyha adının Türk ve Kürt dillerinde sık kullanılan varyantıdır. Züleyha Tevrat ve Kuran’da geçen Yusuf ile Mısır azizinin karısı öyküsünün kadın kahramanının adı. Tevrat’ta ismi geçmez. İsim Arap/İslam geleneğinde sonradan belirmiş. Yahudilere ve oradan Batı dillerine Zuleika olarak geçmiş.
Züleyha’nın anlamı belirsiz. Eğer Arapça kökenli ise zlx زلخ kökünden “ok atımı” ya da “süratli giden” ya da “çamurlu kaygan yer” gibi bir anlamı olması lazım. Fakat bunlar yorum çabası. Aslen sadece mitolojik bir şahsın adı.
Ermenilerdeki Herman adını anlamış değilim.
Almanca Hermann kılığında Ermenice Armen(ak) adını kamufle eder.
Satılmış ismi de çocuklara musallat olan albız çocuğu öldürmesin diye konulurmuş.
Arapça Ayvaz ve Hacı-Ayvaz (Hacivat) aynı anlamda. Yahudi kadın adı Merkada aynı anlamada. Eski Germence Giselbert (= Gilbert) belki aynı anlamda.
Bir insan çocuğuna neden Satılmış adını koyar?
Köklü, geleneksel Türk adı. 11.-12.-13. yüzyıl örneklerinde düpedüz “köle” demek. Sonra şartlar yumuşamış, bir evliyaya köle olarak adanmış çocuk olmuş. “Kurban olayım Zührü Dede oğlum olursa kölen olsun” anlamında.
Babamın adı Tankay idi.
1934’ten itibaren yaratılan Yeni Türk adlarında çoğu zaman anlam aranmaz. O dönemde yayınlanmış el kitapları var. Memlekete 5 milyon civarında Türkçe soyadı lazım. Ne yapsınlar? “Türkçe” adlarda kabul edilebilir olan birimleri listelemişler, bunları dilediğiniz gibi bitiştirip milyonlarca bileşim üretebilirsiniz demişler.
Tan ve Kay bu birimlerden ikisi. Atakay, Bilkay, Birkay, Erkay, Özkay, Gürkay, Orkay, Utkay, Yılkay var. Tanalp, Tanbay, Taner, Tangör, Tankut, Tansel, Tanser, Tantekin, Tantürk, Tanyurt, Tanyolaç var. Anlam aramayın çünkü yok.
Dikkat edin bunların hepsi soyadı olarak önerilmiştir, fakat 1935’ten itibaren “cumhuriyet eliti” dediğimiz ailelerde ön ad olarak da benimsenmişler.
Hanifi ne demek?
Aramicede <break time="0.5s" /> ““HANÊF”” <break time="0.5s" /> pagan demek, yani “kitabi dinlere mensup olmayan, kafir”. Hz. İbrahim ve evlatları hanêf oldukları halde, yani Musa dininden önce yaşamış olmalarına rağmen selamete/cennete ermiş olabilir mi sorusu 4.-5.-6. yüzyıllarda Yahudi ve Hristiyan ilahiyatçılarını çok uğraştırmış bir konu.
Kuran İbrahimin hanêf olduğunu belirtiyor, ama açıklama vermiyor. Sonraki İslam ilahiyatçıları bunu kafalarına göre yorumlamışlar. Daha doğrusu ilk başlarda gayet net bir şekilde eski Yahudi-Hristiyan polemiğini sürdürmüşler; kitabi dinlerin altında yatan kitapsız bir kurtuluş zemini var mıdır sorusuyla cebelleşmişler. Ki düşünürsen ilahiyatın en temel sorularından biridir, “İslam olmayan biri de selamete mazhar olabilir mi” konusuna bağlanır. Sonraki kuşaklar aynı ezberleri tekrar ede ede anlamını unutmuşlar sanırım.
Not: İbranice ve Aramice ê sesi, Arapçada karşılığı olmadığı için î olarak dönüşür.
Tebernuş adlı bir muhasebecimiz vardı.
İnanılır gibi değil ama Tebernuş demek Dionysios demek galiba.
Muhasebeciniz Afşin veya Elbistanlıydı bahse girerim.
Felemez diye bir isim duydum ne demek?
Feramuz’un bozuk hali. Onun da aslı Feramarz, İran destanlarından birinin kahramanı, Rüstem’in bir Hint prensesinden olma oğlu. Mardin’de çok yaygın Kürt adı.
Hocam en duyulmamış isimler Artvin’den çıkıyor.
Artvin’den ziyade Şavşat ve biraz da Ardanuç.
Soyadımız Söyünmez Selanik Kayalar’dan mübadele yıllarında gelmiş sülale.
Sönmez sözcüğünün eski telaffuzudur. Fiilin aslı söyünmek’tir. Şirince ahalisi de Selanik göçmenidir, hala söyünmek derler. ‘Suyu döğ de ataaşı söyündür’ gibi.
Tülay Fransızca tül’den geliyormuş.
Yok, Fransızca ticari isimdir tulle, olmaz öyle şey.
Tülünay sözcüğünden türettiler Dil Devrimi günlerinde. O kelimenin nereden çıktığı meçhul, yükledikleri anlam “ay halesi” de bence pek su kaldırır. Ama Tülünay’dan iki isim türedi, Tülin ve Tülay.
Müge adını bir türlü çözemiyorum. Fransızca muguet mi?
“Gül, Menekşe, Yasemin, Sünbül, Zambak, Fulya, Müge, Heliotrop, Hanımeli, Şebboy...”
1936’da her gün gazetelere çıkan Venüs Esansları reklamından bu liste. Müge kişi adı ilk o yıl veya 1937’de kaydedilmiş.
Soyadımız Tur, Süryanice “dağ” demek.
1934-35 soy adlarına mutlaka anlam yüklenecek diye bir şey yok. Milli çılgınlık halinde binlerce kelime uydurup rastgele anlamlar yüklediler. Yüzde doksan beşi unutuldu, ama o günlerde kabul edilen soyadlarında kaldı.
Buyurun bakın 1934’ye yayınlanan Tarama Dergisi’ne göre Tur “varidat, irat” demekmiş.
Zevcet adı Ardahan yöresine has isimlerden sanırım.
26 örneğin dördü Posof, Hanak ve Şavşatlı (Ahıskalı olmalı), gerisi Bulgaristan Razgrad kökenli. Bulgaristanlılarda Cevdet adının deformasyonu olmalı, o tarafta tipik böyle şeyler. Ardahan’dakiler hakkında fikir yürütemiyorum.
Yapı itibariyle Arapça bir isme benziyor, ama Arapçada makul bir anlamı yok.
Şakayık peony çiçeği midir?
Yok peony değil, anemon çiçeğidir. Aslı Arapça şaqıyq, çoğulu şaqâiq. Baharda ilk açan çayır çiçeği, gelinciğe benzer ama soğanlı bir bitki, genellikle kırmızı ama bazen mor ve beyaz olabilir. Şakayık-ı numan ise gelincik çiçeğidir. Ege’de şakayığa gelincik derler. Bazen Manisa lalesi adı da verilir ama bu yanlış, Manisa lalesi başka bir bitki.
Tasavvuf geleneğinde gül ile şakayık arasında kontrast kurulur. Şakayık sade ve doğal, alçakgönüllüdür. Gül kültive güzeldir.
Bendeki kayıtlarda 1991 öncesi doğumlarda iki kişi görünüyor, biri Kayseri biri İranlı.
İsmail adının aslı Samuel’miş.
Samu-el “Allah duydu”, İsma-el “Allah duyar”. Tevrat’ta birbiriyla alakasız iki ayrı kişi.
Abimin ismi Nurhan. Babam subayının adını vermiş. Nurhan Ermeni adı değil mi?
Erkek adlarında Nurhan hem Türklerde hem Ermenilerde kullanılır. Toplam Nurhan’ların %7 kadarı Ermenidir, fakat İstanbul’a kayıtlı olanların yaklaşık yarısı Ermeni. Bulgaristan Türklerinde de yaygın isimdir. Nuran’ların Türkiye çapında üçte biri, fakat İstanbulluların tamamı Ermeni.