İngilizler 1922’de neden bırakıp gitti
Pazar Sohbeti
21 Aralık 2020
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
İngilizler İstanbul’dan keyiflerinden değil sömürgelerinin ve müttefiklerinin destek vermemesi yüzünden çekildiler. Bakınız Çanakkale Krizi.
Doğru ama doğru değil. Şöyle doğru değil. İngilizlerin Türkiye’de kalıcı olmak ya da Türkiye’yi kendileri adına zaptetmek gibi bir niyeti hiçbir zaman olmadı. Böyle bir niyeti beyan eden veya böyle bir çaba içine giren bir İngiliz yönetimi bulamazsınız. Lloyd George gibi şiddetle Türk düşmanı olan bir siyasi önder dahi, Türkiye’de bir İngiliz mandası kurmak, bir İngiliz himaye rejimi kurmak, Türkiye’nin herhangi bir bölgesini İngiltere’ye mal etmek gibi bir projeye hiçbir tarihte yüz vermedi. Böyle bir konu gündeme gelmedi.
Savaşta Türkiye yenildi. Savaşta yenilen tüm diğer ülkeler gibi — Almanya, Bulgaristan, Avusturya ve Macaristan gibi — askeri işgal altına alındı. Askeri işgalin amacı savaşın yeniden alevlenmesini önlemekti. Yani yenilgiye uğrayan ülkelerin savaşma azmini veya yeteneğini ortadan kaldırmaktı. İşgalden sonra bir müddet Türkiye’yi ne yapacaklarını bilemediler. Almanya, Avusturya defterleri kapandıktan sonra uzunca bir süre tereddütte kaldılar. İngiliz başbakanı Lloyd George’un belirgin bir Yunan sempatisi vardı. Özellikle Evangelos Venizelos’un adeta büyüsü altına girmişti. Ve Venizelos’un yönlendirmesiyle, İzmir’i size verelim, biraz daha verelim, Ankara bize kafa tutuyor kafasını size kırdıralım gibi bir projeye angaje oldu. Bir dönem Amerikalıları işe katmaya çalıştılar. Amerikalılara önerdiler, Türkiye mandasını size verelim diye. Amerika istemedi. Akıllarından bile geçirmediler. O zaman, dediler, İstanbul mandasını ve Ermenistan mandasını size vereyim. Ermenistan derken doğudaki altı vilayetten söz ediyoruz. Buna daha sıcak baktı Amerika Cumhurbaşkanı Wilson, fakat Amerikan Senatosu oy birliğiyle bunları da reddetti. Fransızların bir kesimi, Büyük Suriye’ye hayaline kapıldıkları için Kilikya’yı istediler. Kilikya onlara verildi. Baktılar, pabuç pahalı, vazgeçtiler oradan.
İstanbul’daki geçici askeri işgalin, Birinci Dünya Savaşını sonlandıran barış antlaşması imzalandığı gün sona ereceği ilk günden belliydi. Kimsenin kuşkusu yoktu bu konuda. Bulgaristan’dan da antlaşma imzalanınca çekildiler, Almanya’dan da çekildiler. Ama İstanbul’un kaderi ne olacak? Uluslararası bir komisyona mı bırakılacak, Yunanistan’a bazı haklar mı verilecek, Türklere mi bırakılacak, bu konu muğlaktı. Çünkü barış antlaşması bekleniyordu. Nitekim barış antlaşması imzalandı, Lozan şehrinde, Temmuz 1923’te. İki ay sonra İstanbul’daki işgal kuvvetleri çekildiler.
Peki Çanakkale Vakası nedir? Çanakkale Savaşı değil, Çanakkale Savaşından 7 yıl sonra olan bir olay. Anlatayım. 9 Eylül’de 1922’de İzmir düştü, veya kurtarıldı diyelim. Türk orduları beklenmedik bir süratle bütün Batı Anadolu’yu ele geçirdiler ve Çanakkale Boğazı’na yöneldiler. Çanakkale Boğazı İngiliz donanmasının kontrolündeydi ve bir İngiliz işgal idaresi kurulmuştu. Türk ordusu Çanakkale’nin kapısına dayanınca, Lloyd George savaşırız dedi. Yani Yunanları yendiniz, eyvallah, ona bir diyeceğimiz yok, fakat İngiliz ordusuna dokunursanız savaşırız dedi. İngiltere’nin elinde askeri güç yoktu, orduları terhis edilmişti. O yüzden, adam gönderin savaşacağız diye Kanada’ya ve Avustralya’ya başvurdu.
Lloyd George’un o tarihte çoktan siyasi ömrü sona ermişti. Liberal Partili biri olarak, Muhafazakar ağırlıklı bir parlamentoda Muhafazakarların tahammülüyle başbakanlık eden, siyasi açıdan tükenmiş bir kişiydi. İngiltere’yi savaştan sonra çok fazla maceralara sokmuştu. Artık yeter demenin zamanı gelmişti. Savaşma ihtimalini tüm İngiliz parlamentosu, partileri ve dominyonları kesinlikle reddettiler. Birkaç gün sonra Muhafazakar Parti ileri gelenleri Carlton House denilen saray yavrusunda toplanıp Lloyd George’u başbakanlıktan indirdiler. Bu işi kotaran ekip 1922 Komitesi adını aldı. Bugüne kadar bu komite mevcuttur ve öyle görünüyor ki Boris Johnson’ı da indirme şerefi onlara ait olacak. Bugünlerde yine bir hayli gündemde 1922 Komitesi.