Hitler Ermenileri neden sevdi
Pazar Sohbeti
16 Temmuz 2023
0:00
0:00
metin
Hitler’in 2. Dünya Savaşı’nın kritik dönemi olan 1942 yılında Ermenileri Ari ırka dahil etmesine ne diyorsunuz?
Çok bariz bir şey, anlaşılmayacak bir şey yok. Hitler Rusya’yı çökertmeye çalışıyor. Rusya’yı 150 tümen askerle istila etmiş, Sovyet yönetimi altında olan tüm halkları, başta Ukraynalıları, ikinci olarak Baltık halklarını, Finleri, Kırım Tatarlarını, Çeçenleri, Gürcüleri ve bu meyanda anladığım kadarıyla bir dönem için Ermenileri Ruslara karşı kışkırtma politikası gütmüş. Bugün NATO ittifakının güttüğü politikalar aşağı yukarı değil, bire bir Nazi Almanyasının politikalarıdır. Batı devletleri nedense her iki kuşakta bir böyle bir sevdaya kapılıyorlar. Rusya çok büyük, biz bunu parçalayalım. Nasıl parçalarız? Orada Karakitay mıdır, Çençen midir nedir, birtakım kara kafalar varmış, onları silahlandıralım bari. Olay bundan ibaret.
Ari ırk diye bir şey yok tabii, 19. yüzyıl sonunun ırkçı teorisyenlerinin hayal mahsulüdür. Almanların İndogermen adını verdiği Hintavrupa dilleri vardır. Dil başka şey, ırk başka şey. Ermeni dili tıpkı Almanca gibi bir Hintavrupa dilidir. Ama Rusça da Hintavrupa dilidir. Haddizatında, imha etmeye çalıştıkları Yahudilerin Yidiş dili de Hintavrupa dilidir. Yani Ermenileri Ari ırk ilan etmenin, ‘biz sizi severiz, kollarız, gelin kucağımıza’ demekten öte bir anlamı yok.
Anladığım kadarıyla Taşnak Partisi’nin ileri gelenleri, Vratsyan, Dro, Njdeh gibi insanlar o yıllarda Almanlarla yakın temasa geçtiler. Taşnak Partisi ile Ermenistan Komünist Partisi arasında 1920’lerden kalma bir husumet vardı. Fırsat bu fırsat diyerek Almanlara başvurdular. Ermeni halkı bizi sever, gelin komünistleri beraber devirelim diyerek işbirliği zemini aradılar. Hiçbir ciddi sonuç alamadılar. Mahvoldular. Njdeh hayatının geri kalanını Sovyet hapishanelerinde geçirdi. Dro’yu Amerikalılar tutukladılar. Ermenistan’da Taşnaklara yönelik dehşetli bir paranoya iklimi oluştu ve 1991’e dek öyle devam etti. Enteresan olan, bu insanların hepsi siyasi yaşamına solda başlamış. 19. yüzyıl sonunun tipik ilerici, devrimci fikirleriyle yola çıkmışlar. Sonunda Nazi işbirlikçisi pozisyonuna gelmeleri, 20. yüzyılda sol ideolojilerin geçirdiği evrime ilişkin ilginç bir göstergedir.