Yıllarca turizm sektörünün içinde olunca elbette zaman zaman yolun düşüyor. Davetli oluyorsun, konferansa katılıyorsun, müdürü tanıdık oluyor vesaire. Kendi irademle tatil için gider miyim? Gitmem. Mecbur olursam iki gün tahammül eder miyim? İki gün ederim, daha fazlasına edemem.

Dar gelirliler için turizmin bir modeli bu. Yaşamını büro köleliği ile geçiren ve yılda bir ay tatili olan insanlara hiçbir risk almadan, hiçbir zorluk çekmeden, sindirim sistemlerini test etmeden, steril koşullarda, hastane koşullarında, bir hafta denize girmeleri için oluşturulmuş bir modeldir. Bu da bir ihtiyaç olmalı, demek ki insanların böyle bir ihtiyacı da var. Benim olmadı. Hayatımda büro mahkumu olmadım. Hiç param olmadığı dönemlerde dahi aklıma estiğinde seyahat etme özgürlüğümü korudum.

Öyle bir otelde bir hafta geçirmek bana kabusların en büyüğü gibi geliyor. Ama sonuçta cezaevine de alışıyorsun. Üç buçuk yılımı cezaevinde geçirdim, ne olacak, all-inclusive otelde de geçiririm herhalde.