Gümüşhane’de kimler yaşar
Pazar Sohbeti
25 Haziran 2023
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Gümüşhane’nin ve Kelkit tarafının etnik yapısı nedir Sevan Hocam?
Gümüşhane-Bayburt sınırı Anadolu’nun en eski, en köklü kültürel sınırlarından biridir. Antik Çağ’da Gümüşhane ili Roma İmparatorluğu’nun doğudaki son ucu olmuş, Bayburt ise Ermeni ülkesinde kalmış. Bugünkü il sınırı eski imparatorluk sınırını bire bir izler. Osmanlı zamanında da Trabzon vilayeti ile Erzurum vilayetinin sınırıdır. Bayburt köylerinin yaklaşık üçte ikisinin adı Ermenice, gerisi Türkçedir. Öyle anlaşılıyor ki 19. yüzyılın ilk çeyreğine dek o tarafın nüfusu yaklaşık yarı yarıya Türk ve Ermeni imiş. 1828 Harbi’nde Rus ordusu Bayburt’u işgal edip altı ay kadar kaldı. O esnada epeyi zulümler icra edildi. Ruslar çekilirken Bayburt Ermenilerinin çoğu da onlarla beraber göçtü. Geriye kalanlarla Türkler arasındaki ilişki de 20. yüzyıla dek hasmane oldu görünüyor.
Asıl Gümüşhane olan Gümüşhane Merkez ve Torul (yani Ardasa) ilçelerinde Ermeni nüfus hemen hemen yoktur. Bildiğim kadarıyla Eski Gümüşhane kasabasında bir Ermeni mahallesi ile halen kısmen ayakta duran bir büyük Ermeni kilisesi vardı. Bir de Gümüşhane’nin kuzeyindeki Hayekse köyünde güzel bir Ermeni manastırı vardı, ama köyün kendisi Ermeni değil Rum köyüydü. Bölgenin asıl can damarı olan kuzey kısımları 1920’lere dek silme Rum diyarı olmuş. Osmanlı ülkesindeki hemen tüm madencilerin yurdu olan Korom Vadisi’nde yirmi küsur Rum köyü olduğu belirtilir. Onun batısında şimdi Uğurtaşı olan İstavri Vadisi, doğuda Yağlıdere ve Ksanta vadileri hep Rum memleketidir. Harşit Vadisi boyu ise Türktür. Daha doğrusu Müslümandır, o bölgede Türk dilli Hristiyan Rum ile Türk dilli Müslüman Rum’u ayırt etmek o kadar kolay değil. 1923 nüfus mübadelesinde, Türkiye’nin başka hiçbir yerinde eşi olmayan bir ölçüde aileler bölünmüş, aynı ailenin Hristiyan fertleri sürgüne giderken Müslüman fertleri kalmış diye anlatırlar.
Dağların güneyine geçince, Şiran ve Kelkit ilçelerinin nüfus yapısı daha karışıktır. Rum, Ermeni, Türk, Kürt ve Alevi Türk iç içe geçer. Şiran’da yer adlarının çoğu Ermenicedir. Fakat Şiran Ermenileri çok erken bir tarihten itibaren Türkleşmiş ve bir kısmı da Aleviliği benimsemiş görünür. 20. yüzyıla gelindiğinde Ermeni nüfus kalmış mıydı Şiran’da? Bilmiyorum. Tomara Vadisi civarında bir iki Ermeni kilisesi var diye kalmış aklımda ama emin değilim. İlçenin güneyinde epeyi Kürt köyleri var. İlçenin kuzeyinde Tersun gibi köylerin olduğu kısım ise yoğun olarak Rumluktu.
Benzer bir durum Kelkit’te de karşımıza çıkar. İlçenin kuzeyi Cumhuriyet’ten önce ağırlıkla Rum ve Rum dönmesi Türk, güneyi Ermeni ve Ermeni dönmesi Türktür. Kelkit nehir adı, biliyorsunuz, Ermenicedir. Antik Çağdan beri o ırmağa Rumlar Lykos, Ermeniler Kaylked demişler. İkisi de “kurt ırmağı” demektir. İlçe merkezi olan Çiftlik kasabasının büyükçe bir Ermeni nüfusu varmış. Onlardan geriye şimdi iz kalmadı. Ölen öldü, kaçan kaçtı, dönen de döndü derler.
Tabii şaraptan dönme sirke keskin olur ilkesi orada da geçerlidir. Kelkit bir ara MHP’nin Türkiye’deki en muhkem kalelerinden biriydi. Şimdi nasıldır, haberim yok.