Gezi olaylarını nasıl değerlendirmeli
Pazar Sohbeti
9 Temmuz 2023
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Paralel bir evrende 2014 Euromeydan kalkışması bastırılsaydı, bu dünyadan gözlemlerken ‘iyi oldu, hayırlı oldu’ diyecektik. Bu evrende ise hala Gezi olayları için Gezi onurumuzdur diyoruz. Pozisyonumuzu sorgulamanın vakti geldi mi?
O kadar ileri gitmeyeceğim.
Ukrayna’daki çok bariz bir şekilde yanlış bir ayaklanmaydı. Belki haklı sayılabilecek taleplerle başlayan bir protesto hareketi kötü niyetle manipüle edildi, birtakım organize silahlı grupların darbe ile iktidara el koymasına bahane edildi ve bir ulusal felakete yol açtı. Yol açacağı o günden belliydi. O darbenin yapıldığı gün Ukrayna’nın bir devlet ve ulus olarak yok oluşuna giden yol açıldı. Gürcistan için aynı şeyi söyleyebiliriz. Aslına bakarsanız Mısır için aynı şeyi söyleyebiliriz. Son derece sinik bir şekilde, son derece hain bir şekilde tasarlandı ve sahneye kondu bu ayaklanmalar ve sonucu bu ülkeler için bir felaketler dizisi oldu.
Türkiye’de de Gezi olaylarının arkasında böyle bir manipülasyon var mıydı, cumhurbaşkanının ısrarla iddia ettiği gibi? Bu sorunun cevabını bilmiyorum. Muhtemelen hibrit bir cevaptır. Gezi olayları içinde yer alan ve hareketin sözcüsü olan insanların birçoğunu şahsen tanıyorum. Bu insanların dürüstlüğüne ben kefalet edebilirim, başta Osman Kavala olmak üzere. Öte yandan, bildiğimiz bir şey var ki Amerikalılar bu işin kitabını yazdılar. Bütün ülkelerde, özellikle şehirli gençliğin moda olan fikirlerini ön plana sürerek, haklı birtakım şikayetleri istismar ederek bir ayaklanma çıkarma, bir kaos ortamı yaratma, ve bu suretle işlerine gelmeyen hükümetleri devirme projesi. Göz göre göre, açık açık geliştirdiler bu stratejiyi ve Ukrayna’da, Gürcistan’da, Mısır’da, Ermenistan’da uyguladılar. Ama Türkiye’de olur mu öyle şey? Çok da mantıklı gelmiyor kulağa.