Gerbert d’Aurillac’ı nasıl bilirdiniz
Pazar Sohbeti
30 Ocak 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Size bugün Fransa’nın güneyindeki Aurillac şehrinden hitap ediyorum. Oriyak diye söyleyeceksiniz. Öyle anlaşılıyor ki bir müddet buraya gelip gideceğim...
“Aurillac” hakkında bildiğim tek şey vardı yıllar boyunca, onu da size anlatmış olayım. “Gerbert d’Aurillac”, yani Oriyaklı Jerber adlı muhterem, sene 999’da İkinci Silvester adıyla Papa seçildi. Şöyle bir özelliği vardı Jerber Hazretlerinin. Erken Ortaçağların uzun süren karanlık çağından sonra Papa seçilen ilk entelektüeldi. Bir bakıma Avrupa’nın uzun bir aradan sonra yükselişe geçişinin bir simgesidir İkinci Silvester. Bir sürü kitaplar yazmış, tanınmış bir matematikçi ve astronomdu. Avrupa’nın önde gelen bilim insanıydı o çağda. Asıl enteresan olan ise şudur. Gençliğini Barcelona civarında geçirmiş. Ne kadar doğrudur bilemeyiz, çünkü kendisine şiddetle muhalif olan bir tarihçi, “Geoffrey of Monmouth” yazıyor bunu, oradayken eğitim için İslam İspanyası’na gitmiş ve orada birkaç sene medrese okumuş. Matematik ve astronomi gibi Avrupa’da o tarihte daha emekleme çağında olan bir alandaki ilmini Arap eğitimine borçluymuş. Diyelim ki bu bilgi doğru değil, iftira olsun. Yine de, bilginliğiyle temayüz eden bir adama “belli, Araplardan öğrendi bu icatları” diye bühtan edilmesi yeterince ilginç bir veri.
Bir özelliği daha var: Yeni rakam sistemini, yani Hint Arap rakamları dediğimiz sistemi, muhtemelen Avrupa’da ilk kez tanıtan kişi. 976 yılına veya ondan bir müddet sonrasına tarihlenen “Regula de abaco computi” adlı risalenin yazarı olduğu kabul ediliyor. Bu eser Arapçadan çeviri ve Avrupa tarihinde yeni rakam sistemini kullanan ilk yazılı metin olarak biliniyor. Burada da asıl çarpıcı olan şu: Arap dünyasında bu rakamlardan söz eden, bildiğimiz en erken metin İbni Nedim’in Fihrist’i. Miladi 990 yılına tarihleniyor. Nedim derleyici ve kataloglayıcı olduğuna göre, Hindistan kökenli olan bu rakamlar Arap dünyasına bu tarihten çok uzun olmayan bir süre önce varmış olmalı, zira yazar bu rakamların yeni bir icat olduğunu vurgulamış. Bundan ne sonuç çıkarıyoruz? Demek ki yeni bir aritmetik sistemi Bağdat’ta duyulduktan çok kısa bir süre sonra, her halükarda azami üç beş yıl içinde Avrupa’ya aktarılmış. Yani Doğu Alemi ile Batı Alemi arasındaki entelektüel iletişim 10. yüzyılın son yıllarında kopuk değil, gayet işlek. İnsanın bakış açısını bayağı değiştiren bir bilgi bu, değil mi?