Geceyarısı Ekspresi filmi neden çekildi
Pazar Sohbeti
20 Aralık 2020
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Midnight Express filmini izlediniz mi? Bu film hakkında ne düşünüyorsunuz?
Siz seyrettiniz mi Midnight Express’i? 1978’di galiba, Türkiye’nin imajını bütün dünyada yerle bir eden, çamura batırıp çıkaran bir filmdi. Uyduruk bir uyuşturucu suçundan dolayı genç bir Amerikalı oğlan Türkiye’de tutuklanmış. Bin türlü eziyet görmüş. Gerçek bir hikaye bu. Tutuklandı. Cezaevi sisteminde çocuğu mahvettiler. Sonunda bir şekilde rüşvet ödeyerek cezaevinden ve ülkeden kaçtı.
Nasıl bir filmdi? Tamamıyla önyargılar üzerine oyun kuran, Hollywood propaganda sanayiinin şaheser bir örneğiydi. Birileri bir karar vermiş, Türkiye’nin imajı batırılacak; teker teker insanların bütün duygusal noktalarına basıp batırmışlar. Çok başarılı bir propaganda filmi. Propaganda filminin şaheserlerinden biridir Midnight Express.
Neden böyle bir film yaptılar? Bana sorarsanız doğrudan doğruya Kıbrıs çıkarmasının cevabıydı Midnight Express. Şöyle anlatayım. 1970’lerin başına kadar Batı dünyasında Türkiye hakkında kötü haber hemen hemen hiç yayınlanmadı. Hep olumlu şeyler yazıldı. Türkiye bir İslam ülkesi, ama bak şahane işler yapıyorlar, büyük reformlar yaptılar. Bir Batı ülkesi değil ama en yakın dostumuz, fahri Batılılığı hak ediyor. Kızları güzel, artistleri alımlı, sosyetesi havalı, diplomatları şık, kültür dersen şahane, ekonomisi kalkınıyor, caddeleri geniş ve ferah. Rakı var, lokum var, baklava var. İnsanlar konuksever, eşeğe binen köylüler dahi bak ne kadar sempatik! Eski gazete koleksiyonlarını topluca okuduğunuz zaman çok net görüyorsunuz. Amerikan basınında, İngiliz basınında — Fransız basını biraz daha problemlidir, ama orada da — Türkiye hakkında çıkan her şey olumludur o dönemde. Hollywood filmlerinde eğer Türkiye sahnesi geçerse her zaman çok egzotik bir ülkedir, göbek havası vardır fakat insanlar iyidir. Bu bir propaganda, sistemli bir propaganda. Bunun dönüm noktası 1974’tür. 1970’lerin başında ufak ufak sarsılmaya başlar. Ön sarsıntıları hissedersin. Fakat 74, 75 dedin mi şak diye değişir. Birdenbire Türkler kötü, Türkler barbar, Türkler vahşi, ikiyüzlü, içten pazarlıklı. Türk hapishaneleri korkunç, işkence diz boyu. Üstelik zavallı Ermenileri, Rumları da kesmişler, iyi mi?
Bu, siyasi bir hadisedir. Haksız mıdır, yani anlattığı öykü yalan mıdır? Yo, doğrudur. Uyuşturucuyla yakalanıp cezaevine düşen tıfıl bir Amerikalı oğlanın başına bu olaylar gelmiş midir? Tabii gelmiştir. Başka ülkelerde farklı mı olurdu? Aynı şeyler olurdu. Amerika’da cezaevine düşen bir Nijeryalı tıfıl oğlanın başına gelenler farklı mı olurdu? Hiç zannetmiyorum. Tayland’da ya da Srilanka’da hapse düşseydi bu oğlan farklı mı olacaktı başına gelenler? Türkiye’de işkence görmüş müdür, ırzına geçilmiş midir? Elbette geçilmiştir. Yani, anlattığı öykü gerçek bir öykü. Bu filmin yapılmasıdır enteresan olan. Çünkü dünyada milyonlarca gerçek var. Milyonlarca insan hayatı gibi milyonlarca gerçek var. Bunların birkaç tanesini seçip üstüne on milyonlarca dolar para yatırıp bunu propaganda makinesinin ürününe dönüştürüyorsan, niçin bunu yapıyorsun diye sorulur.
Kıbrıs’ta Türkiye, kendisine biçilen sınırların ötesine geçti. Kıbrıs’taki soydaşlarımız, moydaşlarımız, bırakın o lafları, bunlar palavradır. Türkiye Devleti’nin umurunda değildir Kıbrıs’taki soydaşlarımız. Türkiye’deki soydaşlarımız da Türkiye Devleti’nin umurunda değildir. Ama Türkiye Devleti’nin Doğu Akdeniz’de askeri üstünlük iddiasına girmesi, Doğu Akdeniz’de benim borum öter demeye başlaması, Türkiye Cumhuriyeti’ne 1923’te çizilmiş olan sınırların aşılması anlamına gelir. Dünya düzeninde 1945’ten sonra çizilmiş olan sınırlara tecavüz edilmesi anlamına gelir. Tecavüze kalkan devletlere ise, eğer bizim onayımızla tecavüze yeltenmemişse, haddini bildirirler. Midnight Express filmi yaparlar. Ortada kalıverirsin.
Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti’nin izlediği dış politikaları bu açıdan da değerlendirmek gerekir. Tamam, sen ecdadının kahraman evladısın, bütün dünyaya geçmişte nizam vermişsin, Allah kısmet ederse gene nizam vereceksin, 21. yüzyıl Türkiye yüzyılı olacak filan falan diye kendini ve iç piyasanı dolduruşa getirebilirsin. Ama dünyada senin gibi 190 tane daha devlet var. Ve bunların da elleri armut toplamıyor. Sen vurursan onlar da vurur. Bunu hesaplayabilmek için de kültür sahibi olmak lazım, dünyadan haberdar olmak lazım. Başkalarının da bakış açısını görebilmek lazım.