Eski eserleri ne yapmalı
Pazar Sohbeti
17 Ekim 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Tarihi eserlerin modern amaçlarla yapı taşı, ahır, hela taşı vs. olarak yeniden değerlendirmesine neden böyle sert bir tepki verilir? Tarihte insanlar bunu sık sık yapmışlar. Eee, tarih sona erdi değil ya?
Çok yerinde bir görüş. Türkiye’yi tanıdığım kadarıyla, Türkiye insanının yüzde doksan dokuz buçuğunun canü gönülden paylaştığı bir bakış açısı. Gavur vaktiyle birtakım taştan binalar yapmış, moloz yığını bunlar, bunları korumakla ne olacak? Bugünün dünyası mühim değil mi? diyorlar. Korkarım ki haklılar, evet.
Problem şu: Bugünün dünyasında güzel bir şey yapan öylesine tükenmiş ki. Ne Türkiye’de ne dünyada, özellikle Türkiye’de güzel hiçbir şey yapılmıyor, yeni olan hiçbir şey güzel değil. O yüzden eskiden kalma birtakım kırıntılar, eskiden kalma bir konak, bir küçük mahalle, bir tapınak kalıntısı, bir kilise, bir manastır kalıntısı, güzellik namına elimizde kalan son izler bunlar. Çoğu, evet, o kadar sefil durumda ki, o kadar kırık, dökük, bitik ki, ay yani yık gitsin demekten başka bir şey bazen gelmiyor insanın içinden. Ama yine de, güzellik namına başka bir şey kalmamışsa bir ülkede, mesela benim tanıdığım yerden örnek vereyim, Selçuk’un, Söke’nin 90 köyünden 89’u gecekondu yığından ibaretse, ancak bir tane köy biraz olsun güzel kalmışsa, e bari onu koruyalım, demek gerekmiyor mu?
Koruma işiyle bilfiil ve bizzat yıllarca uğraştıktan sonra gitgide şu kanaate vardım: Bu işin zorlukları bildiğiniz gibi değil. Hem pratik hem teorik zorlukları vardır. Koruyamıyorsun, koruyamazsın. Bütün işlevlerin değiştiği, zihniyetin ve toplumun değiştiği bir dünyada eski bir şeyi korumak demek sahtekarlık oluyor büyük ölçüde. Vitrin düzenlemesi oluyor. Gerçek olabilmesi için eskisinden bir şekilde ilham alıp yeni bir şeyler üretmen lazım. Bunu da yapmaya kalktığın zaman, hemen daha ikinci adımda tökezlemeye başlıyorsun ve çağdaş çirkinliğe, çağdaş amaçsızlığa teslim oluyorsun. Çok zor konu diyelim, cevap vermeden cevap vermiş gibi yapalım.