Eski dinler nereden çıktı
Pazar Sohbeti
6 Şubat 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Antik pagan dinlerine baktığımız zaman çok bariz benzerlikler görüyoruz. Astroloji, ritüeller vs. Bunların altında tek din yatması mümkün müdür? Yoksa insan beyni benzer şeyler mi üretiyor?
Tek din derken neyi kastediyorsunuz? Eski Yunan’da var olan sayısız yerel inançta, eski Afrika’da ve eski Hindistan’da ve eski Çin’de var olan sayısız yerel inançların aynı din olduğunu söylemek ne anlam ifade eder? Din deyince ben kodifiye edilmiş, kanuna, kurala ve kitaba bağlanmış olan bir inanç ve yönetim sistemi anlıyorum. İnanç ve yönetim, yani bunun hem bir mitolojisi olacak, hem de kurumsal yapıları, resmi görevlileri, kanun ve kuralları, bir eğitim ve kültürel aktarım mekanizması. Din adını verebileceğimiz olgu bence Tevrat’la başlar. Hristiyanlık ve Müslümanlıkla devam eder. Çin’de ve Hint’te de buna benzer, bununla eş işleve sahip kurumlar var. Ama ‘din’ adını verebilir miyiz, emin değilim. Onlara töre diyelim isterseniz.
Kodifiye edilmiş dinlerin temel özelliği, halkın sahip olduğu sayısız inanç ve ritüeller arasında bazılarını meşru, bazılarını gayrimeşru ilan etmektir. Yani bir merkezi denetim sistemi getirmek. Tek tanrılı dinlerin işlevi bu.
İnsanlar her yerde, her zaman, o bölgenin, o aşiretin, o coğrafyanın, o toplumun çeşitli hurafelerine, çeşitli hayali dostlarına, çeşitli ruhlarına inanırlar. Bunlar arasında devletin önerdiği merkezi sisteme uyanları meşru sayıp onları aziz yahut evliya veya melek ilan etmek, meşru saymadıklarını zındık, heretik, iblis ilan etmek merkezileşmiş dinlerin ana fonksiyonudur. Ben din deyince bunu anlıyorum.
Bu dinlerin olmadığı yerde insan psikolojisinin doğal verilerinden ileri gelen bir dizi ortak tema görürsünüz. Birincisi ölmüşlerin ruhlarına saygı göstermek. Yani ölmüş insanların bir şekilde bir yerlerde hala daha yaşadığına inanmak ve onlara hediye götürmenin, onlara saygı göstermenin iyi bir şey olduğunu sanmak. İkincisi, belli mekanların, ağaçların, tapınakların, mağaraların kutsal olduğuna, orada ruhların diğer yerlere oranla daha aktif olarak var olduğuna inanmak. Üçüncüsü kendiliğinden hareket eden nesnelerin, mesela güneşin, mesela gezegen yıldızların, yahut ormanda duyulan birtakım seslerin arkasında, gözle görünmeyen canlı varlıklar olduğuna inanmak. Bunlar insanoğlunun temel ve evrensel inanç davranışları. Dünyanın her yerinde aşağı yukarı aynı şekillerde tezahür etmişler. Ve bunlar üzerinden hikayeler anlatıp bu hikayeleri tartışmak. Geceleri ateş başında oturup çeşitli ruhların faziletlerini ve aralarındaki akrabalık ilişkilerini tartışmak. Oradaki falanca ruh kızamık hastalığına karşı çokça etkilidir, ama o ruha ibadet etmek için gün batarken üç defa değil beş defa tavaf etmek lazım, adını doğru telaffuz etmezsen seni lanetleyebilir, hem filanca ruh öbürünün sevgilisiymiş... Bunlar dünyanın her yerinde, bugün dahi, yani tek tanrılı adı verilen dinlerin egemenliği altında dahi insanların sahip olduğu temel davranış biçimleri. Din dediğimiz hadise ise, bu temel inanç ve ibadet biçimlerinin üzerine gelmiş bir örtü. Bir devlet örtüsü.