Ermenistan’ı kim kurdu
Pazar Sohbeti
21 Kasım 2021
0:00
0:00

metin

Ermenistan Ruslar tarafından kurulmuş yapay bir ülkedir. Ruslar elini çekerse biter orası.
Ermenistan Cumhuriyeti, evet, Ruslar tarafından yaratılmış bir ülkedir. Evet, geçmişte ve günümüzde, Rusların askeri desteği sayesinde ayakta kalan bir ülkedir. 1920’den sonra bu ülke Moskova’nın askeri desteği olmasa muhtemelen bugüne kadar haritadan silinmiş olurdu. Ben şahsen Ermeni toplumunda Rusya’ya yeterince minnet duyulmamasını esefle karşılıyorum.
Bir kere şunu netliğe kavuşturalım, Ermenistan deyince çoğunuzun aklına Ermenistan Cumhuriyeti geliyor. Oysa asıl Ermenistan orası değildir. Bugün Türkiye’nin egemenliğinde olan ve yanlış olarak ‘Doğu Anadolu’ adı verilen bölgedir. Ermenistan Cumhuriyeti dış güçlerin askeri desteğiyle oluşturulmuş bir Ermeni yurdudur.
Rusların bir Ermeni yurdu kurma projesi 1810’larda başlar. 1828-29 Osmanlı-Rus savaşı vesilesiyle bir yıl Rus işgalinde kalan Erzurum vilayetinden Ermenilerin Rus tarafına göçmesi teşvik edilir. O tarihte Erzurum vilayeti, Ağrı ve Kars’ı da kapsayan büyük bir alandır. Nüfusunun muhtemelen yarıdan fazlası gayrimüslimdir. Bunların da %90 küsuru Ermenidir, %10’dan daha küçük bir kısmı ise Rumlar veya Rum Ortodoks Kilisesi’ne mensup Türklerdir. Topyekün bugünkü Ermenistan topraklarına ve biraz da Ahıska ve Ahılkelek taraflarına göçerler. 1878 savaşından sonra yine kitlesel göçler oldu. Göçten önce Erivan hanlığının nüfusu yaklaşık dörtte bir oranında yerli Ermeniydi. 19. yüzyıl sonunda, Osmanlı topraklarından ve kısmen İran’dan gelen Ermenilerle Ermeni oranı yarı yarıyanın üzerine çıktı. 20. yüzyılda birkaç dalga halinde gerçekleştirilen etnik temizlikle %99 küsur Ermeni olan bir ülke yaratıldı.
Fakat olay bundan ibaret değil. Fırsat bulursanız 1918’de Ermenistan Cumhuriyetinin kurulmasıyla sonuçlanan Batum Konferansını inceleyin derim. 28 Mayıs 1918’de bağımsız Ermenistan devletinin kurulmasını sağlayan ülke Rusya değildir, Türkiye’dir. Spesifik olarak, İttihat ve Terakki rejimidir.
Batum Konferansında Transkafkasya’nın kaderi kararlaştırılmıştır. Türkiye’nin delegesi Adliye Vekili, yani Adalet Bakanı olan Halil Menteşe’dir. İttihat ve Terakki’nin yönetici kadrosunun önde gelen kişilerinden biridir. Sonra da Cumhuriyet’in ilk yıllarının önemli politikacılarından biri olmuştur. Bu konferansta Azeri delegasyonunun adeta kolunu bükerek, Azerilerin Erivan ve civarından, yani bugünkü Ermenistan’ın orta bölgesinden çekilmelerini sağlamıştır. Mantığı şudur. Osmanlı’nın doğu vilayetlerinden Ermeniler temizlenmiştir. Şimdi öyle ya da böyle bir Ermenistan kurulacaktır. Bölgede ve tüm dünyada ulusal birimler bazında devletler kurulduğu gibi bir Ermenistan da kurulacak, nasıl ki bir Gürcistan kurulacak, bir Azerbaycan kurulacak, bir Türkiye kurulacak. Erivan’ı vermezseniz Erzurum’u ya da Van’ı isteyecekler. Bunlar uluslararası platformda verilecek kararlardır, tek taraflı oldu bittilerle kararlaştırılacak şeyler değildir. Savaş eğer İtilaf devletlerinin galibiyetiyle sonuçlanırsa, hatta Almanların dahi galibiyetiyle sonuçlanırsa, Türkiye mecbur edilecektir, Ermenilere bir miktar toprak vermesi istenecektir. Erzurum’la Van’ı vereceğimize Erivan’ı verelim. Orada yaşayan Azeri kardeşlerimiz için bir çözüm düşünelim, mesela onları Erivan vilayetinin Aras nehri batısında kalan kısmına iskan edelim. Nahcivan’a iskan edelim. O tarihte Türkiye’den mülteci olarak Ermenistan’a gelmiş olan çok büyük kalabalıklar vardı. Nerede yaşayacak bu insanlar?
11 Mayıs ile 21 Mayıs 1918 arasındaki on günlük süreçte Türkiye Azerbaycan’ı ikna ederek Ermenistan devletinin kurulmasını sağlamıştır. Tam aynı günlerde Enver’in amcası Halil Paşa komutasındaki ordu, o zamanki adı Sürmeli yahut Surmalu olan şimdiki Iğdır ilini işgal etmiştir. Sürmeli, Mart 1918’deki Brest-Litovsk antlaşmasıyla Türkiye’ye verilen yerlerden biri değildi. Öteden beri Erivan vilayetinin ve daha önce de Erivan hanlığının bir parçasıydı. Yani hukuken Türkiye’nin bu il üzerinde hakkı yoktu. 1917’de Sürmeli nüfusu yaklaşık yarı yarıya Ermeni ve Azeri idi. Ermeniler kovuldu, yerlerine, Aras nehrinin karşı kıyısından gelen Azeri muhacirler yerleştirildi. 21-22 Mayısta Osmanlı ordusu Serdarabad’da derme çatma Ermeni kuvvetleri karşısında muharebeyi terk edip geri çekildi. Görünürde bu ordu Erivan’ı zaptetmekle tehdit ediyordu, fakat Batum konferansında Erivan’ın Ermenilere bırakılması kararlaştırılmıştı. Bundan bir hafta sonra 28 Mayıs 1918’de Ermenistan Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti.
Bu olayları çok bilmeden Ermenistan’ın dış politikası hakkında atıp tutmasanız bence daha doğru olur diye düşünüyorum.