Ermeniler nereden geldi
Pazar Sohbeti
24 Mayıs 2020
0:00
0:00

metin

Hint Avrupa dilleri içinde Ermeniceye en yakın olan dil hangisidir? Frigya diliyle akraba olduğu söyleniyor. Bu eğer doğruysa, Ermeniler Anadolu’ya batıdan geldi diyebilir miyiz?
Frigya diliyle benzeştiğini Herodot söylüyor. Fakat Frigya dilini bilmediğimiz için doğru mu söylüyor, kafadan mı atmış bilemiyoruz. Herodot’un bilmediği şeyleri uydurma eğilimi fazlaca gelişkin olduğu için, sağlam kanıt olmadıkça inanmamak daha doğrudur diyoruz.
Ermenice diğer Hint-Avrupa dillerinin hiç birine yakın durmayan bir dil, Hint-Avrupa dillerinin soyağacında ayrık bir dal. Bazı dilciler Arnavutça, Yunanca ve Ermeniceyi kapsayan bir tür üst dal öneriyorlar, fakat bunun da sağlam bir dayanağı olduğunu sanmıyorum. Daha ziyade akademik bir konvansiyon, bunlar eski Osmanlı halklarıdır, üçüne ayrı fakülte açmaya bütçemiz yetmez, bari üçüne bir tane oda tahsis edelim, idare etsinler gibi bir duygunun eseri bence. Ötekilere benzemeyen bir dil. Tarih çağlarında tekrar tekrar, üst üste katmanlar halinde İrani dillerden etkilenmiş. Fakat İrani bir dil de değil. Egzantrik bir hadise.
Sorunun ikinci kısmına gelince, Ermeniler bir yerden gelmediler, oradaydılar kardeşim. En az MÖ 1000 yahut 900 yıllarından beri oradaydılar. Daha öncesini de bilmiyoruz. Bütün insanlar nereden geldilerse oradan geldiler. Belki de Afrika’dan geldiler. Daha önce nereden geldiler bilmiyorum. Allah gönderdi onları.
Ulusların nasıl oluştuğu konusunda yanlış düşünceleri var insanların. Sanıyorlar ki bir ulus vardı, diyelim bin kişi, yola çıktılar, dıgıdık dıgıdık geldiler, bir yere oturdular, sonra çoğaldılar, bugüne geldiler. Öyle olmuyor bu işler. Bugün nasıl oluşuyorsa o zaman da öyle oluşuyor. Karışıyorlar. Birileri diğerlerine egemen oluyor. Yedi benzemez bir araya geliyor. Biz aslında hepimiz kardeşiz, atamız da yedi kardeş diye bir masal uyduruyorlar. Hor gördüğümüz Karakitaylar da var ya, atalarımızın üvey kardeşiydi, büyük dedemiz onu lanetlemişti zaten diye anlatıyorlar. Böyle oluşuyor uluslar. Ermeni ulusu da Kürt ulusu da, Patagonya ulusu da.
Beşinci yüzyıldan beri kaydedilmiş ama muhtemelen kökeni çok çok daha eskiye giden Ermeni ulusal mitolojisine göre Ermenilerin atası olan Hayg, Malazgirt veya Bulanık civarında, belki şimdi Örenkent adı verilen Haygaşen kasabasında ilk beyliğini kurmuş. O yörenin Ermeni tarihindeki adı Hark’tır, yani ata yurdu demektir. Evlatları oradan çıkıp Van’ı fethetmişler. Sonra bir ucu Fırat Nehrine, öbür ucu Sevan Gölüne dayanan alanda egemenlik kurmuşlar. Bu öykü, arkeolojik buluntulardan bildiğimiz Urartu devletinin tarihidir. Ermenilerin kendilerine verdiği Hay adı, esasen Urartu sülalesi demektir. Urartu’nun en erken izleri de Malazgirt-Bulanık tarafındadır.
MÖ 6. yüzyıl başlarında Urartu tarihi kararır. 100-200 yıl boyunca haber alınmaz kendilerinden. Bölge Kürtlerin, pardon Medlerin, daha sonra Perslerin yönetimine girer. Perde aralandığında Urartuların egemenlik merkezi kuzeye kaymıştır, Ağrı Dağı kuzeyinde, Aras Nehri ovasında, Armavir denilen yerdedir. Ülkenin adı da değişmiş, Armenia olmuştur. Bu Armenia adının nereden çıktığı muammadır. Başkent Armavir’den gelmiş olabilir diyenler de vardır ama doğrusunu bilen yok. Armenia ülkesinde birtakım farklı kavimlerin, bu meyanda Medlerin, eski İskit-Saka kalıntılarının, bazı Kafkaslı kabilelerin yaşadığı biliniyor. Fakat ülke çapında ortak egemen dilin Ermenice olduğu şüphesiz. Bu dilin de, Urartu yani Hay kralları zamanında bu yerlerde yaşayan halkın dilinden farklı bir dil olduğunu düşünmek için bir sebep yok. Urartu krallarının kitabeleri Ermenice değil şüphesiz, ama kraliyetin kutsal yazıt dilinin başka, halkın ve kralların günlük konuşma dilinin başka olması o devir için gayet normal bir şey. Her halükarda Fırat Nehrinden Sevan Gölüne uzanan sınırları gayet belirgin sahada MÖ 600’den sonraki iki yüzyılda ortak dilin pat diye değiştiğini düşündürecek bir belirti yok ortada.